Allah insanı nasıl korur?

Zünnu-i Mısri'nin şöyle dediği rivayet edilmiştir :Bir gün elbiselerimi yıkamak için Nil nehrinin kenarına gitmiştim. Nehrin kenarında dururken, bir de baktım ki, görülmemiş şekilde büyük bir akrep bana doğru geliyor.

Bu sudan İçmek Müslümana Haram

Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı,” bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş: - “Her kula helâl, Müslüman’a haram!”

Hiçbirinin haccı kabul edilmedi!

Ali bin Muvaffak hazretleri, Şam’da yaşamış olan evliyânın büyüklerindendir. Zünnûn-ı Mısrî ve Abdullah bin Mübarek ile görüştü. 878 (H.265) senesi vefât etti... Abdullah bin Mübarek bir hac mevsiminde Mekke’de hac vazifelerini ifa ettikten sonra, Harem’de uyuyakalır

Kuran Sırları

Bilindiği gibi DNA terimi, canlılardaki genetik malzemenin kısaltılmış ifadesidir. Genetik biliminin başlangıç tarihi ise, Mendel isimli bilim adamının 1865 yılında hazırlamış olduğu genetik yasalarına dayanır. Bilim tarihi için bir dönüm noktası oluşturan bu tarihe, Kuran’da 18:65 numaralı Kehf Suresi’nin 65. ayetinde işaret edilmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Nefsin Mertebeleri

BİRİNCİ DAİRE: Nefs-i Emmare: Allah`ın emirlerine uymayan, yasaklarını çekinmeden yapan ve zevkine tabi olan nefistir. Nefs-i emmâre denilen bedbaht nefis zenginleştikçe şımarır. Bilgisi arttıkça kibri, gururu da artar. Hele bir de makam sahibi olursa artık onun yanına varmak, sokulmak ne mümkün!

YAHUDİLERİN MAYMUN OLMASI

Onlar, Davud Aleyhisselâm’ın zamanında "Eyle" denilen bir şehirde yaşıyorlardı. Eyle Medine ile Şam arasında bir yerde ve Kızıldenizin sahilinde bir yerdeydi. Allah onlara cumartesi günü balık avlamayı yasak etti. Cumartesi günü olduğu zaman, denizde balık kalmaz, hepsi sahile gelirdi.

ARAPÇA ÖĞRENİYORUM

Öncelikle Hafıza tekniği konusunda size olağan üstü bir ip ucu.Sureler kolaydan zora doğru sıralanır. Bir sayfa alınarak 3′e bölünür. Önce ilk 5 satır, daha sonra diğer satırlar 5′er 5′er ezberlenir ve sonrasında birleştirilerek tekrar yapılır.

Günahın Reçetesi

Büyük Mutasavvıf Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gün tımarhanenin önünden geçiyordu. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüp

Ahir Zaman Bu Zaman Mı?

Ahir zamanın kendini hissettirdiği şu günlerde, Rabbimizin ikazlarını neden duymamazlıktan geliyoruz acaba? Nereye gidiyorsunuz? Nerede Muhammed ümmeti?

Şeytan İşi

Günlerden birgün şeytanın yolu bir köye düşmüş.Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş.

Artan pilav

Yahya baba, II. Bâyezîd Hân zamanında, Edirne Bâyezid Külliyesi'nin aşçılarından biridir.. Arkadaşları hoşaf, kebap sebze, bakliyat pişirir. Ama onun ihtisası pilavdır. Mübârek işe girişti mi, ibadet ettiğini sanırsınız.

Olgun İmana Kavuşma

MESCİD-İ Saadet'te Ashab-ı Kiram toplanmışlar, derin bir vecd ve huşu içinde Allah'ın Resûlünü dinlemekteydiler. Hazret-i Fahr-i Kâinat Efendimiz ise, Al-i İmrân sûresinden şu mealdeki Âyet-i Kerimeyi okuyordu:

Gönül Örtüsü Hayâ

Gönlün titremesidir hayâ. Gönül ki kurtulmuştur da ağırlıklarından, bir yaprak kadar incelmiştir. İşte o nazenin yapraktır müminin gönlü. Titrer bir günah, bir yanlış, bir aykırı hal gördüğünde.

KÂLU BELÂ

Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”

AY'IN RESÛLULLAH (S.A.V)'A SELAM VERMESİ

Ebû Kubeys dağının altında duruyorduk.Ay doğu tarafından göründü.Yükselerek yukarı çıktı. Nûru bütün âlemi doldurmaya başladı.Göğün ortasında kâmil bir dolunay haline geldi...

1 Nisan 2012 Pazar

Yeni Arapça Dersler


Aylar



Tüm Arap Ülkeleri Hicri Aylar
IRAK , SURİYE , FİLİSTİN  
Miladi Aylar
MISIR , FAS
Miladi Aylar
Ocak
محرم
كانون الثاني
يناير
Şubat
صفر
شباط
فبراير
Mart
ربيع الأول
آذار
مارس
Nisan
ربيع الآخر
نيسان
ابريل
Mayıs
جمادى الأولى
آيار
مايو
Haziran
جمادى الآخرة
حزيران
يونيو
Temmuz
رجب
تموز
يوليو
Ağustos
شعبان
آب
أغسطس
Eylül
رمضان
ايلول
سبتمبر
Ekim
شوال
تشرين الأول
أكتوبر
Kasım
ذو القعدة
تشرين الثاني 
نوفمبر
Aralık
ذو الحجة
كانون الأول
ديسمبر

İ’RÂB


İ’RÂB( الإعراب )

Cümle içinde kelimenin ve cümleler arasında cümlenin görevini belirtme işine i’rab denir. Bir diğer deyişle cümlenin öğelerini bulma, cümleyi tahlil etme işi, cümleyi i’rab etmedir.

Çeşit olarak Raf’, Nasb, Cer ve Cezm türleri olduğu gibi,
sıfat olarak da Lafzî, Takdîrî ve Mahallî türleri vardır.

Bir kelime cümle içinde raf’, nasb, cer ve cezm hallerinde bulunabilir.

Malumdur ki kelime; isim, fiil ve harf olmak üzere 3’e ayrılmaktadır.
Kelime türlerinden olan mazi ve emir fiiller mebni, muzari fiilse mu’rabdır.

Bu arada mu’rab ve mebnî’nin tanımlarını hatırlamak yararlı olabilir;

Mu’rab: Sonunda i’rab alâmetinin açığa çıktığı kelime ve
Mebnî:   Cümlede her bir ayrı konumda aynı şekilde gelen, değişmeyen ve üzerinde i’rab alameti açığa çıkmayan kelimedir.           

Raf’ ve nasb durumunda olma, hem isim hem de muzari fiil için geçerlidir. Ancak cer durumunda olma, yalnız isim için geçerli bir durumken cezm durumunda olma ise, yalnız muzari fiile mahsus bir durumdur.

İ’RAB DURUMU
İSİM
FİİL-İ MUZARİ
RAF’
NASB
CER
X
CEZM
X
  
İ’RAB ALAMETLERİ 2’dir:

1 – HAREKE: Damme, Fetha, Kesra, ( Sükûn ) ki bunlar aslî i’rab alametleridir.
( Cem’ Müennes Salim ve Ğayr-i Munsarif gibi bazı isimlerde aslî değil, fer’î i’rab alameti olurlar. )

2 – HARF: ا -  و -  ى -  ن   harfleridir ki bunlar fer’î i’rab alametleridir.
Aslî ve Fer’î olmak üzere 2’ye ayrılan i’rab alametleri yukarıda görüldüğü gibi ya harekedirler ya da harf.
Yani bir kelimenin ( ister müfred, ister müsenna ister cem’ olsun herhangi bir ismin veya bir muzari fiilin ) sonunda bulunan bir hareke ya da harf, söz konusu kelimenin cümledeki görevini/yerini tespit etmemizi sağlar.

ALÂMETİN AÇIK VEYA GİZLİ/GÖRÜNMEZ OLUŞUNA GÖRE İ’RAB 3’E AYRILIR:

1 – Lâfzî İ’rab
2 – Takdîrî İ’rab
3 – Mahallî İ’rab

Şimdi bu i’rab türlerini tanımlayalım:

1 – Lâfzî ( Okunan ) İ’rab:

İ’rab alametinin tezahür ettiği ve âmilin etkisinin kelime üzerinde açıkça görüldüğü i’rab çeşididir.

2 – Takdîrî ( Varsayılan ) İ’rab:

Telaffuzdaki ağırlıktan dolayı i’rab alametinin ortaya çıkmadığı, isimlerin ya da fiillerin sonunda i’rab alametlerinin takdir edildiği ( varsayılıp farz edildiği ) i’rab türüdür.
Bu i’rab türü maksur, mankus ve mütekellim yâ’sına muzâf olan isimlerde ve nâkıs muzari fiillerde olur.

İ’rabı takdiren yapılan kelimeler;
Mukadder ( varsayılan ) bir damme ile merfû,
Mukadder ( varsayılan ) bir fetha ile mansub,
Mukadder ( varsayılan ) bir kesra ile mecrûr olur.

3 – Mahallî ( Konumsal ) İ’rab:

Sonu değişmeyen ve son harflerinde bir i’rab alameti varsayılamayan mebnî
( sonu değişmez ) kelimelerde ve ayrıca cümlelerde bulunan i’rab çeşididir.

Okuma Parçası


Okuma Parçası ولد آزَر (Azer'in Oğlu)

E-postaYazdırPDF

كَانَ آزَرُ لَهُ وَلَدٌ رَشِيدٌ جِداً.Azerin çok küçük bir oğlu varmış
وَكَان اسمُ هذَا الوَلَدِ إٍبرَاهِيمَ.و كان إبراهيم يرى الناس
Oluğun adı İbrahim, ve İbrahim insanları görüyormuş
وكان إبراهيم يرى الناس يسجدون للأصنام
ve İbrahim insanları putlara taptığını görüyormuş
ويرى الناس يعبدون الأصنام.
ve insanları rutları ibadet etiğini görüyormuş
وكَان إبرَاهِيم يَعرف أن الأصنَامَ حِجَارَةٌ.
ve İbrahim putlar taşlar olduğunu biliyormuş
كَانَ يَعْرفُ أَن الأصْنَامَ لا تتَكَلَمُ وَلا تَسْمَعُ.
ve putlar hiç konuştuğunu vedinlediğini biliyormuş
كَانَ يَعْرِفُ أَنَّ الأصْنَامَ لا تَضُرُّ وَلا تَنْفَعُ .
ve Putların ne yararı ne de zararı var olduğunu biliyormuş
كَانَ يَرَى أَنَّ الذُّبَابَ يجَلَسَ عَلَى الأصْنَامِ فلا تَدْفَعُ
Sinekleri putlara oturup uzak tutturmadığını görüyormuş
كَانَ يَرَى الفَأرَ يَأْكُلُ طَعَامَ الأصْنَامِ فلا تَمْنَعُ .
Fareyi putlar engel olmadan yemeklerini yediğini görüyormuş
كَانَ إِبْرَاهِيْمُ يَقُوْلُ فِيْ نَفْسِهِ : لِمَاذَا يَسْجُدُ الّنَاسُ للأصْناَمِ.
İbrahim kendi kendine: neden insanlar putlara tapıyorlar ? söylüyordu
كَانَ إِبرَاهِيمُ يَسْأَلُ نَفْسَهُ: لِمَاذَا يَسْأَل الناس الأصنامَ؟
İbrahim kendi kendine :İnsanlar neden putları soruyorlar ? soruyordu

 مُحَادَثَاتٌ مُفِيدَةٌ (Faydalı konuşmalar)

 جَوْلَةٌ فِي الْمَدِينَةِ (Şehirde bir gezi)



خُذْنَاإِلَى مَرْكَزِ الْمَدِينَةِ. Bizi şehir merkezine götür.
 إِلَى الْمَسْجِدِ.   Camiye
 إِلَى الْمَتْحَفِ.   Müzeye
 إِلَى الْمَصْرِفِ.   Bankaya
 إِلَى مَرْكَزِ الشُّرْطَةِ؟   Polis karakoluna
 إِلَى الْفُنْدُقِ.    Hotele
 المُسْتَشْفَى.    Hastane
 دَاءِرَةُ الْبَرِيدِ.    Postane
 مَكْتَبُ الْإِسْتِعْلاَمَاتِ.    Danışma bürosu
 الصَّيْدَلِيَّةٌ.      Eczane
 المُسْتَوْصَفُ.    Klinik
 المَقْهَى.    Kahvehane
 المَطْعَمُ.    Lokanta
 المَصْنَعُ    Fabrika
 السُّوقُ    Çarşı
 الحَدِيقَةُ    Bahçe
 المَكْتَبَةُ    Kütüphane
 مَقَرُّ الْإِفْتَاءِ    Müftülük
 دَوْرَةُ الْمِيَاهِ.  Tuvalet
 البَقَّالَةُ.    Bakkal
 الجَامِعَةُ.    Üniversite
 مُتْحَفُ طُوبْقَابِي.     Topkapı Sarayı
 مَكْتَبُ الْإِرْتِبَاطِ.    İrtibat Bürosu
 صَالَةُ الطَّعََامِ.    Yemek Salonu
 غُرْفَةُ سَرِيرَيْنِ.    İki yatalı oda
 لِيَوْمٍ وَاحِدٍ.    Bir günlük
 لِمُدَّةٍ أُسْبُوعٍ.    Bir haftalık
 رَقْمُ الْغُرْفَةِ.    Oda numarası
نَعَمْ                      Evet
 لاَ                           Hayır
 صَبَاحُ الْخَيْرِ.          İyi sabahlar
 مَسَاء الْخَيْرِ.            İyi akşamlar
 تُصْبِحْ عَلَى الْخَيْرِ.       İyi geceler
 مِنْ فَضْلِكْ.           Lütfen
 شُكْرًا                     Teşekkür ederim
 أَعْطِنِي.          Bana ver
 حَظًّا سَعِيدًا         İyi şanslar
 عَفْوًا                 Afedersiniz
 عَفْوًا                  Bir şey değil
 أُرِيدُ مَاءَ.         Su istiyorum
 هَلْ يُوجَدُ؟        Bulunur mu?
 لاَ يُوجَدُ.      Bulunmaz
 أَنَا أَسِفٌ.      Üzgünüm
 لاَبَأَسٌ.           Zararı yok
 تَفَضَّلْ.            Buyur
 تَشَرَّفْنَا.         Müşerref olduk
 عَلَى الرَّأْسِ.       Baş üstüne
 بِالْعَافِيَةِ.          Afiyetle
 سَاعِدْنِي مِنْ فَضْلِكْ.   Lütfen bana yardım et
 أَنَا مَرِيضٌ.        Ben hastayım
 تَعَالَ هُنَا.           Buraya gel
 قِفْ هُنَا.            Burada dur

Arapça Kelimeler


Kelimât (Arapça Kelimeler)


تُفَّاح -elma = tuffahun
دَرْس - ders = dersun
قتل -öldürmek= qatele
هرة -kedi = hirratun
ارنب -tavşan = ernebun
نوم -uyku = nevmun
قلم -kalem = qalemun
زار = ziyaret etti = zâra
حجر = taş = hacerun
دلو = kova = delvun
راض - radin - razı
ساكن - sakinun - sakin
مبكر- mübekkirun - erken
مفيد- mufîdun - yararlı
طالب = talibun = öğrenci,talebe
جاء = câe = gelmek
لحم = lahmun = et
دجاج = decacun = tavuk
سمك = semekun = balık
مُهَنْدِس - mühendisun - mühendis - Engineer
مُدَرِّس - müderrisun - öğretmen - Teacher
وَزِيْر - vezîrun - vezir,bakan - Minister
طَبِيْب - tabîbun - doktor - Doctor
مُحَاسِب - Muhâsibun - muhasebeci - Accountant
ُتَرْجِم - Mutercimun - Tercüman - Translator
مُدِيْر - Müdîrun - Müdür - Manager
تِلْمِيذ - Tilmîzun - Öğrenci - Student
حَلاَّق - Khallâqun - Berber - Hairdresser
مَرِيْض - Merîdun - Hasta - Patient
عَامِل - *âmilun - işçi - Worker
جَزَّار - cezzâr - Kasap - Butcher
سَائِق - Sâiqun - Şoför - Driver
طَبَّاخ - Tabbâkhun - Aşçı - Cook
رَسَّام - Ressâmun - Ressam - Painter
َبِيْر - büyük - kebîrun - Big
صَغِيْر - küçük - sağîrun - Small
جَمِيْل - güzel - cemîlun - Beautiful
جَدِيْد - yeni - cedîdun - New
قَدِيْم - eski - qadîmun - Old
نَاجِح - başarılı - nâcihun - Successful
َشِيْط - neşîtun - aktif,canlı, dinamik - Active
حَزِيْن - hazînun - üzgün - Sad
وَاضِح - vâdıhun - apaçık - Clear or Obvious
بَارِع - bâri*un - maharetli - Skillful
مَاهِر - mâhirun - maharetli - Skillful
يَوْم - yevmun - gün - Day
أُسْبُوع - usbû*un - hafta - Week
سَاعَة - sâ*atun - saat - Hour
سَنَة - senetun - sene - Year
أَمْس - emsi - dün - Yesterday
غَدَاً - ğadenn - yarın - Tomorrow
بُكْرَة - bukratun - yarın - Tomorrow
بعد قليل = az sonra = ba'de qalîl
على الاقل = en az = ale'l-eqâl
قالت = söyledi ( kız ) = qâlet
bugün - اليوم - el-yevmü
küzey - شمال - şimâlün
güney - جنوب cenûbün
batı - غرب - ğarbun
doğu - شرق = şarqun
füze -صاروخ = sârûkhun
asker - جيش = ceyşun
şehir - kent - مدينة - medinetun
köy - قرية = qaryetun
başladı - بدا = bedee
bitti - انتهى = intehâ
başlangiç- بداية = bidâyetun
son - نهاية = nihâyetun
polis - الشرطة = el-şurtatü
doktor - طبيب = tabbûn
Hakim - حكيم = hakîm






حمام  = Banyo-hammam



صالون = Salon-salon

سرير = Yatak-sareer

مغطس = Küvet-maghtas

صابون = Sabun-saboon

حنفية = Musluk-hanafiyya

ورق حمام = Tuvalet Kağıdı-waraq hammam

فرشاة أسنان = Diş fırçası-furshat asnan

ماء = Su-ma

مرحاض = Tuvalet-mirhat

اسفنجة = Sünger-sfinja

مغسلة = Lavabo-maghsaleh

دوش = Duş-doosh

منشفة  = Havlu-manshafa

معجون  أسنان  = Diş macunu-ma joun asnan

راديو = Radyo-radio

مخدة = Yastık-makhada

قرص مدمج = Cd Rom-qurs mudmaj

سجادة = Halı-sujjada

كنبة = Kanepe, Koltuk-kanabay



Arapça العربيّة /alʕaraˈbijja/ (el-‘Arabiyye)

Merhaba مرحبًا /marˈħaba/ (merḥaban)

Barış سلام / sa'lām/ (selām)

Nasılsın? كيف حالك؟ / kejfa ħaːluk/ (keyfe ḥāluke)

Görüşmek üzere إلى اللقاء /ilalliˈqaʔ/ (ilel-likāi’)

Hoşçakal مع السلامة /maʕa ssaˈlaːma/ (ma‘e s-selāme) Lütfen من فضلك /min ˈfadˁlak/ (to male); /min ˈfadˁlik/ (kadın için) (min faḍlik)

Teşekkür شكرًا /ˈʃukran/ (şükran)

Kaç tane? كمْ؟ /kam/ (kem)

Türkçe التركية /alʔturqijja/ (et-turkiyye)

İsmin nedir? ما اسمك؟ /ˈmaː ʔismuk/ mā'smuke(erkek), mā'smuki(bayan)

Bilmiyorum لا أعرف /laː ˈʔaʕrifu/ (lā ’arif)

İnsan- إنسان - İnsân

Erkek- رجل - Racul

Kadın - إمرأه -İmrāu

Hayvan- حيوان - Ḥaywân

Bitki نبات - Nebât

Yılan- ثعبان - Ṯʿübân

Kuş- طائر - Ṭâir

Balık- سمك - Semek

Çiçek- زهرة - Zehre

Karınca- نمل - Neml

Ağaç- شجرة - Şecere

Hurma- ثمر - Ṯemer






Aşağıdaki Kelimelerden m harfini çıkarıp geride kalan sessiz harfleri incelediğinizde ilginç bir şekilde kelimenin anlamıyla bağlantılı olduğunu farkedersiniz. Sanırım türedikleri fiile işaret etmektedir.





المحرمة- mahrem-haram;





القاتل -maktül-katil;





 الإسهال -müshil-ishal; 





العلم- muallim-ilim;





مريض  -maraz-arıza;






هالك mahluk-hulk(yaratmak);





 الأسير   mahpus-hapis(esir); 





معقول     makul-akıl;





ساخِنٌ-  sıcak





دافِىءٌ  ılık





بارِدٌ soğuk





Kış   الشِّتاء




Bahar الرَّبيع




Yaz  الصيْفُ



Sonbahar  الخَريف





                 Haftanın Günleri الأُسْبُوع أَيَّام

  Pazar الأحد 
                              
Pazartesi اللأِثْنَيْن
                            
  Salı الثُلاثاء
                              
Çarşamba الأَرْبِعَاء
                             
 Perşembe الخَمِيس
                              
Cuma الجُمُعَة
                             
 Cumartesi السَّبت 



                                

 Fırın
                                  
فُرْنٌ
                                 
 Terzi
                                
  خَيَّاطٌ
                               
Eczane
                               
  صَيْدَلِيَّةٌ
                               
 Emlakcı


مَكْتَبٌ عَقَارِيٌّ



Elbiseci
دُكَّانُ المَلاَبِسِ
Ayakkabıcı
دُكَّانُ الأَحْذِيَةٌ
Kasap
الجَزَّارٌ
Döviz Ofisi
صَّرَّافٌ
Cadde
شَارِعٌ
Kaldırım
رَصِيفٌ
Otobüs
حَافِلَةٌ
Bisiklet
دَرَّاجَةٌ
Karşısında
مُقَابِل
Arasında
بَيْنَ
Yanında
جَانِبْ

Titi ve Ördek
تيتي و البطَّة
Tavşan
أَرْنَبٌ - أَرانِب
Havuç
جَزَرَةٌ
Görmek, izlemek.
شَاهدَ - يُشَاهِد
Yumurta.
بَيْضَةٌ - بَيْضٌ
Altın
ذَهبٌ
Dokunmak
لَمَسَ – يَلْمِسُ - اِلْمِسْ
Kulak
أُذُن - آذَان
Kızmak
غَضِبَ – يَغْضَبٌ - اِغْضَبْ
Kırmak
كَسَرَ – يَكْسِرُ – اِكْسِرْ
Hareket etmek.
حَرَّكَ – يُحَرِّكُ - حَرَّكْ
Vurmak.
ضَربَ – يَضْرِبُ - اِضْرِبْ
Atlamak, üzerine çıkmak.
طَلَعَ – يَطْلَعُ - اِطْلَعْ
Kesmek, koparmak.
قَطَعَ – يَقْطَعْ - اقْطَعْ
Oturmak.
قَعَدَ – يَقْعُدُ - اُقْعُدْ
Yorulmak.
تَعِبَ - يَتْعَبُ
Uyumak.
نَامَ – يَنَامُ - نَمْ
Rüya görmek.
حَلَمَ – يَحْلَم
Sarı
اصْفَر - صَفْرَاء
Ördek
بَطَّة - بَطّ
Sıçramak
نَقَرَ – يَنْقُرُ - اُنْقُرْ
Çekmek
شَدَّ - يَشِّدُ
Arkadaş olmak.
صَاحَبَ - يُصَاحِبُ


Dokuz Dişi Koyun
تِسْعُ نَعْجَاتٍ
Çoban
رَاعِي - رُعَاة
Koyun
نَعْجَةٌ - نِعَاجٌ
Yürümek
مَشَا – يَمْشِي
Terketmek
تَرَكَ – يُتْرِكُ - أِتْرِكْ
Tarla
حَقْلٌ – حُقُولٌ
Kurt
ذِئْبٌ
Çalgı çalmak.
زَمَّرَ – يُزَمِّرُ - زَمِّرْ
Kaçırmak
خَطَفَ - يَخْطِفُ
Koşmak
جَرَى – يَجْرِي
Uyanmak
اسْتَيْقَظَ – يَسْتَيْقِظُ - اسْتَيْقِظْ
Saymak
عَدَّ – يَعُدُّ
Bulmak
وَجَدَ – يَجِدُ
Kemik
عَظْمَةٌ – عِظَامٌ
Korumak
حَرَسَ – يَحْرُسُ – اُحْرٌسْ
Havlamak
نَبَحَ – يَنْبَحُ
Doğurmak
وَلَدَ – يَوْلد
Keçi
خَرُوفٌ - خِرَافٌ


Maymun ve Muz
القِرْد و المَوْز
Kafes
قَفَصٌ – أقْفَاصٌ
Bekçi
حَارِسٌ - حَرَّاسٌ
Vermek
أعْطِي – يُعْطِي
Mutlu
فَرْحَان
Asmak
عَلَّقَ – يُعَلَّقُ - عَلَّقْ
Üzerine çıkmak.
طَلَعَ – يَطْلُعُ
İp, tel.
سِلْكٌ - أسْلاكٌ
Kızgın
زَعْلان
Taşımak
حَمَلَ – يَحْمِلُ - اِحْمِل
Acaba
يَا تَرِى
Atmak
رَمَى
Oturdu
وَقَعَ - يَقَعُ
Sıçramak
نَطَّ – يَنُطُّ – نُطْ
Uzatmak
رِجِلْ - أرْجُلْ
Tutmak, eline almak.
مَدَّ - يَمُدُّ
Tutmak, eline almak.
امْسَكَ - يُمْسِكُ

Hacı Tilki
الحَج ثعلب
Tilki
ثَعْلَب - ثَعَالِب
Ötmek (Horoz)
صَاح – يَصِيحُ - صَحْ
Civarında,yakınında
جِوَار
Sulak Alan
تُرْعَة
Eşek
حِمَار - حَمِير
Kaz
وَزَة - وَزَّ
Ördek
نَطَّ
Kayık
مَرْكَب - مَرَاكِب
Mutlu
فَرْحَان
Ayrılmak
غَادَرَ- يُغَادِر- غَادِرْ
Ağlamak
بَكَى – يَبْكِي - اِبْكِ
Yorulmak
تَعِبَ – يَتْعَبُ - اِتْعَبْ
Dinlenmek
اسْتَرَاح – يَسْتَرِيح - اِسْتَرِحْ
İnanmak
صَدَّقَ – يُصَدِقُ - صَدَّقْ
Aramak
بَحَثَ – يَبْحَثُ – اِبْحَثْ
Yüzmek
سَبَحَ – يَسْبَحَ - اِسْبِحْ


Küçük Çoban Kız
الرَّاعِيَةُ الصَّغِيرَةُ
Çoban
رَاعِيَة - رَاعِيَات
Odun
حَطَبٌ
Tutuşturmak
شَعَلَ – يُشْعِلُ - اَشْعَلْ
Elbise
ثَوبٌ - ثِيَابٌ
Tarla
مَزْرعَةٌ - مَزَارَا
Oturmak
قَعَدَ – يَقْعُدُ - اُقْعُدْ
Koyun
غَنَمٌ - أَغْنَامٌ
Kurt
ذِئْبٌ – ذِئَابٌ
Sırtlan
ضَبْعٌ - ضِبَاعٌ
Gütmek, otlatmak.
رَعَى – يَرْعَى - اِرْعَى
Otlak alan.
تُرْعَةٌ – تُرَعٌ
Yönlendirmek.
سَاقَ – يَسُوقَ – سُقَ
Yanında
جَنْبُ
Terketmek, bırakmak.
تَرَكَ – يَتْرِكْ - اُتْرُكْ
Görmek
رَأَى - يَرَى
Kızmak
غَضِبَ – يَغْضَبُ - اِغْضَبْ
Havlamak.
نَبَحَ - يَنْبَحُ
Hırsız
لِصٌ - لُصُوصٌ
İhmalkar
مُهْمِلَةٌ
Saklanmak
اِخْتَفَ - يَخْتَفِي
Ağlamak
بَكَى – يَبْكي - ابْكِ
Hesap etmek
حَسِبَ
Kaybolmak.
ضَاع - يَضِيعُ

Temiz Köy
قَرْيَةٌ نَظِيفَةٌ
Yorulmak
تَعِبَ -  يَتْعِبُ
Gerekli
لأبُدَّ
Kirli
وَسَخَ
İhmalkar
مُهْمِلَةٌ
Sinek
ذُبَابٌ – ذُبَابةٌ
Sivrisinek
بَعُوضَةٌ - بَعُوض
Gülmek
ضَحِكَ – يَضْحَكُ - اضْحَكْ
İnanmak
صَدَّقَ – يُصَدِّقُ - صَدَّقْ
Çit – Duvar
سُورٌ - أَسْوَار
Hatalı
غَلْطَانَةٌ
Tutmak
أَمْسَكَ – يُمْسِكُ - امْسِكْ
Kaldırmak
رَفَعَ – يَرْفَعُ - ارْفَعْ
Atmak
رَمَى – يَرْمِي - ارْمِ
Kürek
جَارُوف
Yıkmak
هَدَمَ – يَهْدِمُ - اهْدِمْ
Boyamak
دَهَنَ – يَدْهَنُ - ادْهَنْ

Kalem
قلم
Kitap
كِتَابُ
Tarak
مِشْط
Fırça
فُرْشاة
Küpe
حَلَق
Bilezik
سِوار
Ayakkabı
حِذاء
Çorap
جَوْرب
Uçak
طاءِرَة
Gömlek
قَمِيص
Ağaç
شَجَرَو
Elma
تُفّاحَة
Elbiseler
مَلابِس
Elbise Dolabı
خِزَانَةُ مَلابِس
Mont
مِعْطَف
Şemsiye
مِظَلّة لِلْمَطَر


Arapça Türkçe Tanışma Cümleleri
Evet. Nea’m.    
نَعَمْ
Hayır Lâ.    
لاَ
Lütfen (Tekil) Min fadlik  
مِنْ فَضْلِكْ.
Lütfen (Çoğul) Min fadliküm
Hoş geldiniz efendim ehlen ya seyyidi
أَهْلاً يَا سَيِّدي
Hoş geldiniz Ehlen ve sehlen 
أهلاً وسهلاً
Hoş bulduk ehlen biküm 
أَهْلاً بِكُمْ
Hoş bulduk Ehlen bık 
أَهْلاً بِكُ
Görüşmek üzere İlel-likai
إِلَى للِّقَاءِ.
ALLAHa ısmarladık. Meas-selameti 
.مَعَ السَّلاَمَةِ
Güle güle Meas-selameti
مَعَ السَّلاَمَةِ
Güle Güle Measselâme 
مَعَ الَّسلَامَةِ
Merhaba! Merhaben 
مَرْحَبًا
Sana merhaba Merhaben bike  
Günaydın Sabahul hayr  
صَبَاحُ الْخَيْرِ
Hayırlı sabahlar Sabâhu’l-hayr  
صَبَاحُ الْخَيْرِ
Hayırlı akşamlar Mesâu’l-hayr  
مَسَاء الْخَيْرِ.
Afedersiniz Ahvan 
عَفْوًا
Afedersiniz min fadlik 
مِنْ فَضْلِكَ
Özür Dilerim âsif  
آسِفْ
Nasılsınız? Keyfe halukum
كَيْفَ حَالُكَ؟
nasılsın/halin nasıl ? keyfe hâlüke 
كيف حالك
İyiyim, mevlaya şükürler olsun ene bi hayrin elhamdulillah
أَنَا بِخَيْرٍ، أَلْحَمْدُ للهِ
çok teşekkür ederim Şükran cezîlen 
ُشكْرًا جَزِيلًا
Teşekkür ederim Şükran  
شُكْرًا
Bir şey değil Ahvan 
عَفْوًا
Allah’a (C.C.)a hamd olsun iyiyim Ene bi hayrın Elhamdulillah 
أَنَا بِخَيْرٍ، أَلْحَمْدُ للهِ
Siz Nasılsınız? Ve ente keyfe haluk 
و انت كيف حألك؟
İyiyim, teşekkür ederim Ene bihayr sükran 
انأ بخير شكرأ
Önemli Değil afven  
عَفْوًا
ismin nedir ? mâ ismüke 
ما اسمك
Adınız? İsmukel-kerim
إِسْمُكَ الْكَرِيمُ
Adım İbrahim İsmii İbrahim
إِسْمي إبْرَاهِيمُ
Sen kimsin? men ente 
مَنْ أَنْتَ؟
Nerelisin? Min eyne ente? 
مِنْ أَيْنَ أَنْتَ؟
Türkiye’liyim. Ene turki 
أََنَا تُرْكِى
Uyruğun nedir? Ma cinsiyatuk 
مأ جنسيتك؟
Sen türk müsün? E turkiyyun ente
Sen arap mısın? E arabiyyun ente
sen arabmısın ? hel ente arabi 
هل انت عربي
Türk uyrukluyum Cinsiyatii turkiii
جنسيتي تركي
Hangi ülkeden Min eyyi beledin
Ben Türkiye’denim Enâ min turkiya
Türkiye’liyim. Ene türkiyyün 
أََنَا تُرْكِى
Kaç yaşındasın? Kem ümrüke 
كَمْ عُمرُكَ؟
Yirmi yaşındayım. ümri işrüne amen
عُمْرِي عِشْرُونَ عَامًا.
Mesleğin nedir? ma mihnetüke
مََا مِهْنَتُكَ؟
Öğrenciyim. Ene taalibun 
أَنَا طَالِبٌ
Annenin ismi İsmu ummike
Babanın ismi İsmu ebike
Ben Selçuk'un kızıyım Ene bintu Selçuk
Ben Selçuk'un arkadaşıyım Ene sadiku Selcuk
Ben Halid'in oğluyum Enebnu halid
Görüşmek üzere Selametle İlellikâ; m’aasselame
Seni seviyorum Ena ahubbek
Evli misin? hel ente mütezevvicün 
هَلْ أَنْتَ مُتَزَوِّجٌ؟
Nerede ikamet ediyorsun? veya kalıyorsun? Eyne teskunu 
أَيْنَ تَسْكُنُ؟
Otelde kalıyorum. Eskunu fil-funduk 
أَسْكُنُ فِي الْفُنْدُقِ.
Kaç gün kalacaksın? Kem yevmen setebkaa? كَمْ يَوْمًا سَتَبْقَى؟
Ne zaman geldin? hazarte? 
مَتَى حَضَرْتَ؟
Türkiye’yi beğendin mi? Hel a’cebteke bi turkiya? 
هَلْ أَعْجَبْتَكَ بِتُرْكِيَا؟
Hangi ? Eyy ?
Ne? ma 
مَا؟
nicin? lime / limaza 
لمادا
Nasıl? keyfe
كَيْفَ؟
neden? Niçin? limaze
لِمَاذَا؟
Nerede? eyne
أَيْنَ؟
Nereden? min eyne 
مِنْ أَيْنَ؟
Nereye? ila eyne 
إِلَى أَيْنَ؟
Ne zaman? Meta 
مَتَى؟
Kim? men 
مَنْ؟
Kim onlar? men hüm 
مَنْ هُمْ؟
o kimdir ? men hüve  
من هو
Siz kimsiniz? Men entüm
ne oldu? maze hadesü 
ماذا حدث
ne diyorsun ? mâzâ tegul  
ماذا تقول
Ne zaman ulaştın? vasalte 
مَتَى وَصَلْتَ؟
Ne zaman gideceksin? tesaafiru 
مَتَى تُسَافِرُ؟
Ne zaman geldin? Meta vasalt
Ne zaman yola çıkıyoruz? Meta nüsafir
Ne zaman uyuyoruz? Meta nenam
Bu ne demektir? Ma ma’na haza
ingilizce biliyor musun? hel tekellem el-inciliziyye?
lütfen yavaş konuş min fadlike tekellem ala mehlik
anlamıyorum la efhemü
anlıyorum efhemü
Hobiniz nedir? Ma hivayetuk 
مأ هوأ يتك؟
Hobim okumaktır. Hivayeti elgiraeti 
هوأيتي ألقرعة
Sizinle tanışmaktan şeref duydum Teşerrafte bımagrifetik 
تشرفت بمعر فتك
Güle güle Allah’a emanet olun Maasselame fi aman Allah 
مع أسلأ مة في أمأ ن ألله
İnşallah görüşürüz. Ve illlikae İNŞALLAH 
و ألي أللقأ ء أن شأ ء ألله
Bana ver Atiyni أَعْطِنِي.
İyi şanslar Hadza sagiyden  
حَظًّا سَعِيدًا
Su istiyorum Uride maye  
أُرِيدُ مَاءَ.
Bulunur mu? Hel yücedu 
هَلْ يُوجَدُ؟
Bulunmaz La yücedu  
لاَ يُوجَدُ.
Üzgünüm Ene asif un  
أَنَا أَسِفٌ.
Zararı yok La bağs un  
لاَبَأَسٌ.
Buyur Tefeddal  
تَفَضَّلْ.
Müşerref olduk Teşerrefna 
تَشَرَّفْنَا.
Baş üstüne Ala rasii  
عَلَى الرَّأْسِ.
Lütfen bana yardım et Saidni min fadlık 
سَاعِدْنِي مِنْ فَضْلِكْ.
Ben hastayım Ene marizun 
أَنَا مَرِيضٌ.
Buraya gel Teale huna 
تَعَالَ هُنَا.
Burada dur Gif huna 
قِفْ هُنََا.
Güle Güle Measselâme 
مَعَ الَّسلَامَةِ
kac? kem?  
كم
Kaça? bikem 
بِكَمْ؟
Bu kaça? bikem haze 
بِكَمْ هَاذَا؟
Fiyat Semen
mi - mü ? hel ?  
هل
benimle gelirmisin? hel sete'tii maii 
هل ستاتي معي
Nereden geliyorsun? min eyne te'tii 
مِنْ أَيْنَ تَأْتِي؟
Nereye gidiyorsun? ila eyne tezhebü 
إِلَى أَيْنَ تَذْهَبُ؟
Hangi? eyyu 
أَيُّ
Otel Nerede? eyne-l'funduku 
أَيْنَ الْفُنْدُقُ؟
Kapalıçarşı nerededir? eyne sukuu-l muğatta أَيْنَ سُوقُ الْمُغَطَّى؟
Yolculuk nasıl? keyfes- seferu 
كَيْفَ السَّفَرُ؟
Bu ne? ma haze
مَا هَاذَا؟
Bunun adı ne? mesmu haze 
مَاإِسْمُ هَاذَا؟
Ne istiyorsun? maze turiidü
مَاذَا تُرِيدُ؟
Ne yersin? maze te'kulu 
مَاذَا تَأْكُلُ؟
Ne içersin? maze teşrabu 
مَاذَاتَشْرَبُ؟
Anlıyor musun? hel tefhemü
هَلْ تَفْهَمُ؟
Bulunur mu? hel yuucedü 
هَلْ يُوجَدُ؟
Bulunmaz. la yuucedü 
لاَ يُوجَدُ؟
bu çok güzel haze cemilün cidden 
هاذا جميل جدا
sen harikasin ente raaiun
انت رائع
Bana ver i'tini 
أَعْطِنِي
İyi şanslar hazzen saiden 
حَظًّا سَعِيدًا
Afedersiniz afven 
عَفْوًا
Su istiyorum uridü mae
أُرِيدُ مَاءَ
Üzgünüm ene esifün 
أَنَا أَسِفٌ
Zararı yok la be'se  
لاَبَأَسٌ
Buyur tufaddal 
تَفَضَّلْ
Müşerref olduk teşerrefna 
تَشَرَّفْنَا
Baş üstüne ale-l ra'sı 
عَلَى الرَّأْسِ
Afiyetle bil afiyeti 
بِالْعَافِيَةِ
Lütfen bana yardım et saaidnii min fadlik 
سَاعِدْنِي مِنْ فَضْلِكْ
Haydi Hayyâ
Gel Ta’âla  
Yeter Halas  
Yalanci Kezzab
Edebli , terbiyeli Mueddeb
Sabreden Sabur
Temiz Naziyf
Günah, suc Hati'eh
Dogruluk Sıdk
Yemin kasem
Kapa İğlik
İyilik etmek İhsan
Korku Havf
Yalan Kezib, kizb



Arapça Türkçe Sayılar


        EL E’DÂD - SAYILAR
 
Bir vahid واحد
İki isnân اثنان
Üç selâse ثلاثة
Dört erbea اربعة
Beş hamse خمسة
Altı sitte ستة
Yedi seb a سبعة
Sekiz semâniye ثمانية
Dokuz tis a تسعة
On aşera عشرة
On bir ehade aşer احد عشر
On iki isnâ aşer اثنا عشر 
On üç selase aşer ثلاث عشر
On dört erba a aşer اربعة عشر 
On beş hamse aşer خمسة عشر 
On altı sitte aşer ستة عشر 
On yedi seb a aşer سبعة عشر 
On sekiz sitte aşer ستة عشر 
On dokuz tis a aşer تِسْعَة عشر 
Yirmi işrûn عِشْرُونَ
Yirmi bir vahid ve işrûn واحد و عشرون 
Yirmi iki isnân ve işrûn اثنان  وعشرون
Yirmi dokuz Tis’a ve işrûn تسعة وعشرون 
Otuz sela sûn ثلاثون
Kırk erba ûn اربعون
Elli ham sûn خمسون
Altmış sit tûn ستون
Yetmiş seb ûn سبعون
Seksen semâ nûn ثمانون
Doksan tis ûn تسعون
Yüz mi e ماءة
Yüz bir Mie ve vâhid مِاءَةٌ و وَاحِدٌ
Yüz on Mie ve aşer مِاءَةٌ وَ عَشَرَ
Yüz on bir Mie ve vahid aşer مِاءَةٌ وَاَحَدَ عَشَرَ
Yüz yirmi Mie ve işrûn مِاءَةٌ وَعِشْرُونَ
Yüz yirmi beş Mie ve hamse ve işrûn مِاءَةٌ وَخَمْسَةٌ وَ عِشْرُونَ
İki yüz mietâni مِائَتَانِ
Üç yüz selâsü mie ثلاثماءة
Dört yüz erbâu mie اربعماءة
Beş yüz hamsu mie خمسماءة
Altı yüz sittu mie ستماءة
Yedi yüz seb u mie سبعماءة
Sekiz yüz semâni mie ثمانماءة
Dokuz yüz tis u mie تسعماءة
Bin elf الف 
İki bin elfân الفان
Üç bin selâsü âlâf ثلاث آلاف 
Dört bin erbâu âlâf اربع آلاف
Beş bin hamsu âlâf خمس آلاف 
Altı bin sittu âlâf ست آلاف 
Yedi bin seb u âlâf سبع آلاف 
Sekiz bin semâni âlâf ثماني آلاف 
Dokuz bin tis u âlâf تسع آلاف 
On bin aşare âlâf عشر آلاف
On bir bin ehde aşar elf احد عشر الف 
Yirmi bin İşrûne elf عِشْرُون َالْف
Yirmi bir bin Vahid ve işrûne elf وَاحِد وَ عِشْرُون َالْف
Yüz bin Mie ve elf ماءة و الف
İki yüz bin Mietâ elf مائتا الف

Zamirler:
Ben
Ene
انا
Sen
Ente
انت
(bayan) Sen
Enti
انت
O
Huve
هُو
O (bayan)
Hiye
هِي
Biz
Nahnu
نَحْنُ
Siz
Entum
اَنتُمْ
(bayanlara) siz
Entunne
اَنْتُنَّ
İkiniz
Entumâ
اَنْتُمَا
İkisi
humâ
هُمَا
Onlar
Hum
هُمْ
(bayanlara) onlar
hunne
هُنَّ

İyelik Zamirleri
Senin, seni, sana
Ke
-كَ
İkinizin, ikinize, ikinizi
Kumâ
-كُمَا
Sizin, sizi, size
Kum
-كُمْ
Onun, onu, ona
Hu
ikisinin, ikisini, ikisine
Humâ
-هُمَا
Onların, onları, onlara
Hum
-هُمْ
(bayan) Onun, onu, ona
-هَا
(bayan) onların, onları, onlara
Hunne
-هُنَّ
(bayan) sizin, sizi, size
Kunne
-كُنَّ
Benim
Î
-ِي
Bizim, bizi, bize
-نَا

Örnek Cümleler:
Ben Ahmet. Adım Ahmet.
اَنَا اَحْمَد. اِسْمِي اَحْمَد.
Sen Hasan’sın. Adın Hasan.
اَنْتَ حَسَن.اِسْمُكَ حَسَن.
Onun adı Hayreddin.
اِسْمُهُ خَيْرَالِّدين.
Dinimiz İslam.
ِدينُنَا اِسْلام.
Rabbiniz Allah.
َرُّبكُمْ الله
Peygamberleri Muhammed.
َرسُولُهُمْ مُحَمَّد


Soru Kelimeleri:

….mi, mı?
E,
ءَ , اَ
 …mi, mı?
Hel
هَلْ
Ne?
مَا
Ne?
Mâzâ
مَاذَا
Nerede?
Eyne
اَيْنَ
Hangi?
Eyyu
اَيُّ
Niçin?
Limâzâ
لِمَاذَا
Ne zaman?
Metâ
َمتَي
Nasıl?
Keyfe
كَيْفَ
Kaç?
Kem
كَمْ
Nasıl, ne zaman?
Ennâ
َانَّي
Niye?
lime
لِمَ

Örnekler:
Adın Ne?
Mâ ismuk?
مَااسْمُكَ؟
Nasılsın?
Keyfe haluk?
كيف حالك؟
Sen Ali misin?
Hel ente Ali?
هل انت علي؟
Evet ben Aliyim.
Neam ene Ali.
نعم انا علي
Bazı Edatlar:
Önünde
emâme
اَمَامَ
Arkasında
Halfe
َخْلفَ
Üstünde
Alâ
عَلَي
Altında
Tahte
تَحْتَ
İçinde
فِي
…ye, ya, e, a
İlâ
ِاليَ
Üzerinde
Fevka
َفْوقَ
Yanında
İnde
عِنْدَ
Beraber
Meâ
مَعَ
İle
Bi
بِ....
Ve
Ve
وَ
Veya, yada
Ev
اَوْ
Ve, takiben
Fe
فَ....
Sonra
Ba’de
بَعْدَ
Önce
Kalbe
قَبْلَ
Daha sonra
Sümme
ثُمَّ
Gibi
Kemâ
كَمَا
Gibi
Ke
كَ...
İçin
li
لِ...


Sık Kullanılan Fiiller:

Aldı
Ehaze
اَخَذَ
İstedi
Erâde
اَرَادَ
Gönderdi
Ersele
اَرْسَلَ
Yedi
Ekele
اَكَلَ
Emretti
Emera
اَمَرَ
İnandı
Âmene
آمَنَ
Ağladı
Bekâ
بَكىَ
Açıkladı
Beyyene
بَيَّنَ
Geldi
Câe
جَاءَ
Etti, eyledi
Ceale
جَعَلَ
Oturdu
Celese
جَلَسَ
Çıktı
Harece
خَرَجَ
Girdi
Dehale
دَخَلَ
Gitti
Zehebe
ذَهَبَ
Gördü
Raâ
رَئىَ
Acıdı
Rahime
رَحِمَ
Sordu
Se ele
َسَئلَ
İskan etti
Sekene
سَكَنَ
İçti
Şeribe
شَرِبَ
Doğru söyledi
Sadeka
صَدَقَ
Namaz kıldı
Sallâ
صَلَي
Güldü
Dahıke
ضَحِكَ
Zannetti
Zanne
ظَنَّ
İbadet etti
A bede
عَبَدَ
Saydı
Adde
عَدَّ
Bildi
Alime
عَلِمَ
Çalıştı
Amile
عَمِلَ
Sözleşti
Ahide
عَهِدَ
Sevindi
Feriha
فَرِحَ
Yaptı
Feale
فَعَلَ
Dedi
Kâle
قاَلَ
Öldürdü
Katele
قَتَلَ
Okudu
Kara e
قرَاَ
Yazdı
Ketebe
كَتَبَ
Kazandı
Kesebe
كَسَبَ
İnkar etti, tanımadı
Kefera
كَفَرَ
Konuştu
Kelleme
كَلَّمَ
Engelledi, men etti
Menea
مَنَعَ
Başardı
Neceha
نَجَحَ
İndi
Nezele
نَزَلَ
Baktı
Nezara
نَظَرَ
Gerekti
Vecebe
وَجَبَ
Buldu
Vecede
وَجَدَ
Vaad etti
Veade
وَعَدَ
Yol gösterdi
hedâ
هَدَي
Renkler:
Beyaz
Ebyad/beydâ
اَبْيَض / بَيْضاء
Siyah
Esved/sevdâ
اَسْوَد / سَوْدَاء
Sarı
Esfar/safrâ
اَصْفَر / صَفْرَاء
Kırmızı
Ahmer/hamrâ
اَحْمَر / حَمْرَاء
Yeşil
Ahdar/hardâ
اَخْضَر / خَضْرَاء
Mavi
Erzak/zerkâ
اَزْرَق / زَرْقَاء
Gri
Rasâsî
رَصَصِى
Pembe
Verdî
وَرْدِى
Lacivert
Erzak ğâmik
اَزْرَق غَامِق
kahverengi
Bunnî
بُنِّى
Turuncu
Burtukâlî
بُرْتُقَاِلى
Açık renk
Levn fâtih
لَوْن فَاتِح
Koyu renk
Levn ğâmik
لَوْن غَامِق
Renk
levn
لَوْن

Zamanla İlgi Kelimeler:

Sabah
Sabâh
صباح
öğle
Zuhr
ظهر
İkindi
Asr
عصر
Akşam
Mesâ
مساء
Yatsı
İşâ
عشاء
Gündüz
Nehâr
نهار
Gece
Leyl
ليل
Dakika
Dakîka
دقيقة
Saat
Sâa
ساعة
Gün
Yevm
يوم
Hafta
Usbû’
اسبوع
Ay
Şehr
شهر
Yıl
Âm / sene
عام / سنة
Asır, yüz yıl
Asr
عصر
Dün
Emsi
امس
Bugün
Elyevm
اليوم
Yarın
Ğaden
غدىً
Önceki gün
Kalbe emsi
قبل امس
Öbür gün
Ba’de ğad
بعد غد
Pazartesi
Yevmul isneyn
يوم الاثنين
Salı
Yevmus sulesâ
يوم الثلاثاء
Çarşamba
Yevmul erbiâ
يوم الاربعاء
Perşembe
Yevmul hamîs
يوم الخميس
Cuma
Yevmul cum’a
يوم الجمعة
cumartesi
Yevmus sebt
يوم السبت
Pazar
Yevmul ehad
يوم الاحد
Genellikle
Umumen
عُمُومًا
Bazen
ehyânen
اَحْياَنًا

Harf-i Cerler:

الي اّلسُوقِ
e, a, ye, ya
اِلىَ
وَاللهِ ما  رَأَيْتُ
Yemin
وَ
اَلصَّلَاةُ خَيْرٌ مِنَ النومِ
den, dan
مِن
القرآن هديً لِلَّناسِ
İçin
لِ
انتَ كطبيبٍ لي.
Gibi
كَ
فوق العادة
Üzerinde
فَوْقَ
رَضِيَ اللهُ عَنْهُ
Den, dan
عَنْ
السّلامُ علي المسلمين
Üstünde
عَليَ
الجنة تحت اقدام الاُمُّهاتِ
Altında
تَحْتَ
بِالله   بِاسم الله
İle, e, a, yemin
بِ
بين السماء و الارض
arasında
َبيْنَ
في الكتاب
içinde
فِى
مذ يوم الجمعة
De, da, den beri
مُذْ
منذ يوم الُبلُوغِ
De, da, den beri
مُنْذُ
جاءني الطالبون حاشا علي
İstisna edatı, hariç, den başka, asla, katiyyen
حَاشَا

Taki, e kadar
حَتَّي
رُبَّ رجل عالم
Olur ki, belki, nice, nadiren
رُبَّ - رُبَّمَا
رأيتُ دروسي خلا واحد
İstisna edatı, hariç, den başka, yalnız, ancak
خَلا
لولا انتم َلكُنَّا مُؤْمِنِينَ
Olmasaydı, olmamış olsa
لَوْلا
جِأْتُكَ كَيْ تُكْرِمُونِي
İçin, taki, diye, …den dolayı
كَيْ
لَعَلَّ اللهُ يُأْتِيكُمْ الْعَقْلَ
Umulurki, belki, ola ki
لَعَلَّ
جَاءَ القومُ عَدَا طَارِق
İstisna edatı, hariç, den başka
عَدَا


Günlük Eşya İsimleri:
Havlu
Minşefe
مِنْشَفَة
Peçete
Fûta
فُوطَة
Mendil
Mindîl
مِنْدِيل
selpak
Mindîl verîka
مَنَادِيل وَرِيقَة
Palto
Mi’taf
مِعْطَف
Şemsiye
Şemsiye
شَمْسِيَّة
Yüzük
Hâtem
خَاتَم
Saat
Sâa
سَاعَة
Gözlük
Nezzâre
نَظَّارَة
Pantolon
sirvâl
سِرْوَال
Gömlek
kamîs
قَمِيص
ceket
Sitra
سترة
Kemer
hizâm
حزام
Takım Elbise
Belde
بَدْلَة
Ayakkabı
Hizâ e
حزاء
Parfüm
Itr
عطر
Elbise
Melbes
ملبس
Ayna
Mir ât
مِرْآت

İç çamaşır
Melâbis dahiliyye
ملابس داخلية
Çorap
cûrab
جُوَرب
Düğme
Zır
زِر
Tarak
Mişt
مِشْط
Fanila
Fanila
فَانِلَة
Fermuar
Susta
سُوسْتَة
Bilezik
sivar
سِوَار

Ev Gereçleri:
Bisiklet
derrace
درَّاجة
Ev
menzil
منزيل
Sandalye
kursiy
كريسى
tâvile
طاولة
Kapı
bâb
باب
Anahtar
miftah
مفتاح
Yatak
serîr
سرير
şurfa
شُرْفَة
Perdeler
seta'ir
سَتَاِئر
Lamba
şem'a
شَمْعَة
Kanepe
sufa
صُوفَة
Süpürge
miknese
مِكْنَسَة
Pencere
şubbak
شُبّاك
Televizyon
tilifizyun
ِتِلفِزْيُون
Günlük dilde sık kullanılan kelimeler:

Türkçe
Okunuş
Arapça
Evet
neam
نَعَمْ
Hayır
لا
Teşekkür ederim
şukran
شُكْرًا
Bir şey değil.
afven
عَفْوًا
Afedersiniz.
min fadlik
مِنْ فَضْلِكَ
Özür dilerim.
âsif
آسِفْ
Çok teşekkür ederim.
Şukran cezilen
ُشكْرًا جَزِيلًا
Günaydın
Sabahul hayr
صَبَاحُ الْخَيْرِ
İyi akşamlar
Mesaul hayr
مَسَاءُ الْخَيْرِ
Hoş geldiniz.
Ehlen
اَهْلاً
Allah’a ısmarladık
güle güle
Measselâme
مَعَ الَّسلَامَةِ
Su
مَاءٌ
Ekmek
Hubz
خُبْذٌ
Taksi
taksi
تَاكْسِي

Zamirler:
Ben
Ene
انا
Sen
Ente
انت
(bayan) Sen
Enti
انت
O
Huve
هُو
O (bayan)
Hiye
هِي
Biz
Nahnu
نَحْنُ
Siz
Entum
اَنتُمْ
(bayanlara) siz
Entunne
اَنْتُنَّ
İkiniz
Entumâ
اَنْتُمَا
İkisi
humâ
هُمَا
Onlar
Hum
هُمْ
(bayanlara) onlar
hunne
هُنَّ

İyelik Zamirleri
Senin, seni, sana
Ke
-كَ
İkinizin, ikinize, ikinizi
Kumâ
-كُمَا
Sizin, sizi, size
Kum
-كُمْ
Onun, onu, ona
Hu
ikisinin, ikisini, ikisine
Humâ
-هُمَا
Onların, onları, onlara
Hum
-هُمْ
(bayan) Onun, onu, ona
-هَا
(bayan) onların, onları, onlara
Hunne
-هُنَّ
(bayan) sizin, sizi, size
Kunne
-كُنَّ
Benim
Î
-ِي
Bizim, bizi, bize
-نَا

Örnek Cümleler:
Ben Ahmet. Adım Ahmet.
اَنَا اَحْمَد. اِسْمِي اَحْمَد.
Sen Hasan’sın. Adın Hasan.
اَنْتَ حَسَن.اِسْمُكَ حَسَن.
Onun adı Hayreddin.
اِسْمُهُ خَيْرَالِّدين.
Dinimiz İslam.
ِدينُنَا اِسْلام.
Rabbiniz Allah.
َرُّبكُمْ الله
Peygamberleri Muhammed.
َرسُولُهُمْ مُحَمَّد


Soru Kelimeleri:
Türkçe
Okunuşu
Arapça
….mi, mı?
E,
ءَ , اَ
 …mi, mı?
Hel
هَلْ
Ne?
مَا
Ne?
Mâzâ
مَاذَا
Nerede?
Eyne
اَيْنَ
Hangi?
Eyyu
اَيُّ
Niçin?
Limâzâ
لِمَاذَا
Ne zaman?
Metâ
َمتَي
Nasıl?
Keyfe
كَيْفَ
Kaç?
Kem
كَمْ
Nasıl, ne zaman?
Ennâ
َانَّي
Niye?
lime
لِمَ

Örnekler:
Adın Ne?
Mâ ismuk?
مَااسْمُكَ؟
Nasılsın?
Keyfe haluk?
كيف حالك؟
Sen Ali misin?
Hel ente Ali?
هل انت علي؟
Evet ben Aliyim.
Neam ene Ali.
نعم انا علي

 

Bazı Edatlar:
Önünde
emâme
اَمَامَ
Arkasında
Halfe
َخْلفَ
Üstünde
Alâ
عَلَي
Altında
Tahte
تَحْتَ
İçinde
فِي
…ye, ya, e, a
İlâ
ِاليَ
Üzerinde
Fevka
َفْوقَ
Yanında
İnde
عِنْدَ
Beraber
Meâ
مَعَ
İle
Bi
بِ....
Ve
Ve
وَ
Veya, yada
Ev
اَوْ
Ve, takiben
Fe
فَ....
Sonra
Ba’de
بَعْدَ
Önce
Kalbe
قَبْلَ
Daha sonra
Sümme
ثُمَّ
Gibi
Kemâ
كَمَا
Gibi
Ke
كَ...
İçin
li
لِ...


Sayılar:

Türkçe

Okunuşu

Arapça

Bir
vahid
واحد
İki
isnân
اثنان
Üç
selâse
ثلاثة
Dört
erbea
اربعة
Beş
hamse
خمسة
Altı
sitte
ستة
Yedi
seb a
سبعة
Sekiz
semâniye
ثمانية
Dokuz
tis a
تسعة
On
aşera
عشرة
On bir
ehade aşer
احد عشر
On iki
isnâ aşer
اثنا عشر
On üç
selase aşer
 ثلاث عشر
On dört
erba a aşer
اربعة عشر 
On beş
hamse aşer
خمسة عشر 
On altı
sitte aşer
ستة عشر 
On yedi
seb a aşer
سبعة عشر 
On sekiz
sitte aşer
ستة عشر 
On dokuz
tis a aşer
تِسْعَة عشر 
Yirmi
işrûn
عِشْرُونَ
Yirmi bir
vahid ve işrûn
واحد و عشرون
Yirmi iki
isnân ve işrûn
اثنان  وعشرون
Yirmi dokuz
Tis’a ve işrûn
تسعة وعشرون
Otuz
sela sûn
ثلاثون
Kırk
erba ûn
اربعون
Elli
ham sûn
خمسون
Altmış
sit tûn
ستون
Yetmiş
seb ûn
سبعون
Seksen
semâ nûn
ثمانون
Doksan
tis ûn
تسعون
Yüz
mi e
ماءة
Yüz bir
Mie ve vâhid
مِاءَةٌ و وَاحِدٌ
Yüz on
Mie ve aşer
مِاءَةٌ وَ عَشَرَ
Yüz on bir
Mie ve vahid aşer
مِاءَةٌ وَاَحَدَ عَشَرَ
Yüz yirmi
Mie ve işrûn
مِاءَةٌ وَعِشْرُونَ
Yüz yirmi beş
Mie ve hamse ve işrûn
مِاءَةٌ وَخَمْسَةٌ وَ عِشْرُونَ
İki yüz
mietâni
مِائَتَانِ
Üç yüz
selâsü mie
ثلاثماءة
Dört yüz
erbâu mie
اربعماءة
Beş yüz
hamsu mie
خمسماءة
Altı yüz
sittu mie
ستماءة
Yedi yüz
seb u mie
سبعماءة
Sekiz yüz
semâni mie
ثمانماءة
Dokuz yüz
tis u mie
تسعماءة
Bin
elf
الف
İki bin
elfân
الفان
Üç bin
selâsü âlâf
ثلاث آلاف
Dört bin
erbâu âlâf
اربع آلاف
Beş bin
hamsu âlâf
خمس آلاف
Altı bin
sittu âlâf
ست آلاف
Yedi bin
seb u âlâf
سبع آلاف
Sekiz bin
semâni âlâf
ثماني آلاف
Dokuz bin
tis u âlâf
تسع آلاف
On bin
aşare âlâf
عشر آلاف
On bir bin
ehde aşar elf
احد عشر الف
Yirmi bin
İşrûne elf
عِشْرُون َالْف
Yirmi bir bin
Vahid ve işrûne elf
وَاحِد وَ عِشْرُون َالْف
Yüz bin
Mie ve elf
ماءة و الف
İki yüz bin
Mietâ elf
مائتا الف

 

Sık Kullanılan Fiiller:

Türkçe

Okunuşu

Arapça

Aldı
Ehaze
اَخَذَ
İstedi
Erâde
اَرَادَ
Gönderdi
Ersele
اَرْسَلَ
Yedi
Ekele
اَكَلَ
Emretti
Emera
اَمَرَ
İnandı
Âmene
آمَنَ
Ağladı
Bekâ
بَكىَ
Açıkladı
Beyyene
بَيَّنَ
Geldi
Câe
جَاءَ
Etti, eyledi
Ceale
جَعَلَ
Oturdu
Celese
جَلَسَ
Çıktı
Harece
خَرَجَ
Girdi
Dehale
دَخَلَ
Gitti
Zehebe
ذَهَبَ
Gördü
Raâ
رَئىَ
Acıdı
Rahime
رَحِمَ
Sordu
Se ele
َسَئلَ
İskan etti
Sekene
سَكَنَ
İçti
Şeribe
شَرِبَ
Doğru söyledi
Sadeka
صَدَقَ
Namaz kıldı
Sallâ
صَلَي
Güldü
Dahıke
ضَحِكَ
Zannetti
Zanne
ظَنَّ
İbadet etti
A bede
عَبَدَ
Saydı
Adde
عَدَّ
Bildi
Alime
عَلِمَ
Çalıştı
Amile
عَمِلَ
Sözleşti
Ahide
عَهِدَ
Sevindi
Feriha
فَرِحَ
Yaptı
Feale
فَعَلَ
Dedi
Kâle
قاَلَ
Öldürdü
Katele
قَتَلَ
Okudu
Kara e
قرَاَ
Yazdı
Ketebe
كَتَبَ
Kazandı
Kesebe
كَسَبَ
İnkar etti, tanımadı
Kefera
كَفَرَ
Konuştu
Kelleme
كَلَّمَ
Engelledi, men etti
Menea
مَنَعَ
Başardı
Neceha
نَجَحَ
İndi
Nezele
نَزَلَ
Baktı
Nezara
نَظَرَ
Gerekti
Vecebe
وَجَبَ
Buldu
Vecede
وَجَدَ
Vaad etti
Veade
وَعَدَ
Yol gösterdi
hedâ
هَدَي

 

Renkler:
Beyaz
Ebyad/beydâ
اَبْيَض / بَيْضاء
Siyah
Esved/sevdâ
اَسْوَد / سَوْدَاء
Sarı
Esfar/safrâ
اَصْفَر / صَفْرَاء
Kırmızı
Ahmer/hamrâ
اَحْمَر / حَمْرَاء
Yeşil
Ahdar/hardâ
اَخْضَر / خَضْرَاء
Mavi
Erzak/zerkâ
اَزْرَق / زَرْقَاء
Gri
Rasâsî
رَصَصِى
Pembe
Verdî
وَرْدِى
Lacivert
Erzak ğâmik
اَزْرَق غَامِق
kahverengi
Bunnî
بُنِّى
Turuncu
Burtukâlî
بُرْتُقَاِلى
Açık renk
Levn fâtih
لَوْن فَاتِح
Koyu renk
Levn ğâmik
لَوْن غَامِق
Renk
levn
لَوْن

Zamanla İlgi Kelimeler:
Türkçe
Okunuşu
Arapça
Sabah
Sabâh
صباح
öğle
Zuhr
ظهر
İkindi
Asr
عصر
Akşam
Mesâ
مساء
Yatsı
İşâ
عشاء
Gündüz
Nehâr
نهار
Gece
Leyl
ليل
Dakika
Dakîka
دقيقة
Saat
Sâa
ساعة
Gün
Yevm
يوم
Hafta
Usbû’
اسبوع
Ay
Şehr
شهر
Yıl
Âm / sene
عام / سنة
Asır, yüz yıl
Asr
عصر
Dün
Emsi
امس
Bugün
Elyevm
اليوم
Yarın
Ğaden
غدىً
Önceki gün
Kalbe emsi
قبل امس
Öbür gün
Ba’de ğad
بعد غد
Pazartesi
Yevmul isneyn
يوم الاثنين
Salı
Yevmus sulesâ
يوم الثلاثاء
Çarşamba
Yevmul erbiâ
يوم الاربعاء
Perşembe
Yevmul hamîs
يوم الخميس
Cuma
Yevmul cum’a
يوم الجمعة
cumartesi
Yevmus sebt
يوم السبت
Pazar
Yevmul ehad
يوم الاحد
Genellikle
Umumen
عُمُومًا
Bazen
ehyânen
اَحْياَنًا

Harf-i Cerler:
Cümle
Türkçesi
Arapçası
الي اّلسُوقِ
e, a, ye, ya
اِلىَ
وَاللهِ ما  رَأَيْتُ
Yemin
وَ
اَلصَّلَاةُ خَيْرٌ مِنَ النومِ
den, dan
مِن
القرآن هديً لِلَّناسِ
İçin
لِ
انتَ كطبيبٍ لي.
Gibi
كَ
فوق العادة
Üzerinde
فَوْقَ
رَضِيَ اللهُ عَنْهُ
Den, dan
عَنْ
السّلامُ علي المسلمين
Üstünde
عَليَ
الجنة تحت اقدام الاُمُّهاتِ
Altında
تَحْتَ
بِالله   بِاسم الله
İle, e, a, yemin
بِ
بين السماء و الارض
arasında
َبيْنَ
في الكتاب
içinde
فِى
مذ يوم الجمعة
De, da, den beri
مُذْ
منذ يوم الُبلُوغِ
De, da, den beri
مُنْذُ
جاءني الطالبون حاشاعلي
İstisna edatı, hariç, den başka, asla, katiyyen
حَاشَا

Taki, e kadar
حَتَّي
رُبَّ رجل عالم
Olur ki, belki, nice, nadiren
رُبَّ - رُبَّمَا
رأيتُ دروسي خلاواحد
İstisna edatı, hariç, den başka, yalnız, ancak
خَلا
لولا انتم َلكُنَّا مُؤْمِنِينَ
Olmasaydı, olmamış olsa
لَوْلا
جِأْتُكَ كَيْ تُكْرِمُونِي
İçin, taki, diye, …den dolayı
كَيْ
لَعَلَّ اللهُ يُأْتِيكُمْ الْعَقْلَ
Umulurki, belki, ola ki
لَعَلَّ
جَاءَ القومُ عَدَا طَارِق
İstisna edatı, hariç, den başka
عَدَا

Günlük Eşya İsimleri:
Havlu
Minşefe
مِنْشَفَة
Peçete
Fûta
فُوطَة
Mendil
Mindîl
مِنْدِيل
selpak
Mindîl verîka
مَنَادِيل وَرِيقَة
Palto
Mi’taf
مِعْطَف
Şemsiye
Şemsiye
شَمْسِيَّة
Yüzük
Hâtem
خَاتَم
Saat
Sâa
سَاعَة
Gözlük
Nezzâre
نَظَّارَة
Pantolon
sirvâl
سِرْوَال
Gömlek
kamîs
قَمِيص
ceket
Sitra
سترة
Kemer
hizâm
حزام
Takım Elbise
Belde
بَدْلَة
Ayakkabı
Hizâ e
حزاء
Parfüm
Itr
عطر
Elbise
Melbes
ملبس
Ayna
Mir ât
مِرْآت
İç çamaşır
Melâbis dahiliyye
ملابس داخلية
Çorap
cûrab
جُوَرب
Düğme
Zır
زِر
Tarak
Mişt
مِشْط
Fanila
Fanila
فَانِلَة
Fermuar
Susta
سُوسْتَة
Bilezik
sivar
سِوَار

Ev Gereçleri:
Bisiklet

derrace
درَّاجة
Ev
menzil
منزيل
Sandalye
kursiy
كريسى
tâvile
طاولة
Kapı
bâb
باب
Anahtar
miftah
مفتاح
Yatak
serîr
سرير
şurfa
شُرْفَة
Perdeler
seta'ir
سَتَاِئر
Lamba
şem'a
شَمْعَة
Kanepe
sufa
صُوفَة
Süpürge
miknese
مِكْنَسَة
Pencere
şubbak
شُبّاك
Televizyon
tilifizyun
ِتِلفِزْيُون
















Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...