Arapça'da öğrenilmesi ve bilinmesi gereken en önemli konulardan birisi de zamîrler konusudur. Türkçe'de de yeri çok büyük olan zamirler bu dil için de aynı öneme hâizdir. Kullanım açısından farklılık arzetse de görev açıdan farkları yoktur.
Zamîr (الضمير): İsmin yerini tutan ma'rife isimdir.
Zamîrler ikiye ayrılır. (3'e ayıranlar da vardır.) Bu zamîrleri sırayla sizlere anlatmaya çalışacağım, bu konuyu iyi anlayabilirsek çok büyük bir mesafe kat etmiş olacağız inşaallah.
1- Munfasıl (Ayrık) Zamîrler (الضمير المنفصل) : Başka bir kelimeyle bitişmeyen ayrık zamîrlerdir. Bu da kendi içinde ikiye ayrılır.
2- Muttasıl (Bitişik) Zamîrler (الضمير المتصل) : Kelimenin sonuna gelip onunla birleşen, bitişik zamîrlerdir. Bu da kendi içinde üçe ayrılır.
Şimdi ilk zamîr olan munfasıl (ayrık) zamîrleri sizlere anlatmaya çalışalım:
1- Munfasıl (Ayrık) Zamîrler (الضمير المنفصل) : Bu zamirlerin kelimeden ayrı şekilde yazıldığını ve iki bölüme ayrılıdığını ifade etmiştik. O iki bölüm zamîrler ise şunlardan ibarettir:
A) Merfû Munfasıl Zamîrler (الضمير المنفصل المرفوع) : Genel ifadeyle söze, cümleye kendisiyle başlanılan zamîrlerdir.Tekil (müfred), ikil (tesniye) ve çoğul (cemî) olduğu gibi eril (müzekker) ve dişil (müennes) olarak da gruplandırılırlar. Ayrıca ğâib (yanımızda olmayan) mukhatab (muhatab olduğumuz, karşımızda, yanımızda olanlar) ve mütekellim (kendi kendimiz) diye kişinin yerine konumuna göre de gruplanırlar.
*Merfû olarak nitelenmesinin sebebi ise cümle başlarında olduklarında özne olmaları ve arapçada özne olan kelimenin "ötre" alarak merfu görevini üstlenmesidir. Tablo halinde gösterimi ise şöyledir:
evet devam ediyoruz inşaallah şimdi geldik ikinci başlığa :
B) Mansûb Munfasıl Zamîrler (الضمير المنفصل المنصوب) : Genel olarak mef*ulun bih (nesne) olan zamîrlerdir. Bunlar da tekil (müfred), ikil (tesniye) ve çoğul (cemî) olduğu gibi eril (müzekker) ve dişil (müennes) olarak da gruplandırılırlar. Ayrıca ğâib (yanımızda olmayan) mukhatab (muhatab olduğumuz, karşımızda, yanımızda olanlar) vemütekellim (kendi kendimiz) diye kişinin yerine konumuna göre de gruplanırlar.
*Mansûb olarak nitelenmesinin sebebi ise cümle sonlarında veya ortalarında gelerek nesne (mef*ulun bih) olmaları ve arapçada nesne olan kelimenin "fetha" alarak mansub görevini üstlenmesidir.
***Not: "Esre" alarak mecrûr olan mef*uller (nesneler) de mevcut ama onlar ilerde muttası zamîrler konusunda işlenecektir.
Şimdi örnekler ve zamirlerin tablo şeklinde görelim. İşte mansub munfasıl zamîrlerin tablosu:
Şimdi de bu konudaki örneklere bakalım ve konuyu iyice kavramaya çalışalım:
شربته اياه = Şeribtühü iyyâ hû = Onu ona içirdim.
Burada "neyi, kime" sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap nesneyi bize veriyor. Bu nedenle mansub olarak cümledeki yerini alıyor. Burada yer alan iyyâ'ların tek başına bir manası ve i'rabı yoktur. Sadece zamîrlerin kelimeden ayrı olarak yazılmasını sağlamaktadır.
Arapça Dersleri-09: (Zamirler-II)
أَنَا Ben = Ene
أنْتَ Sen = ente
هُوَ O = huve
هِىَ O = Hiye
أنْتُمَا İkiniz = entumâ
هُمَا İkisi = humâ
نَحْنُ Biz = nahnu
أَنْتُمْ Siz = entum
أَنْتُنَّ Siz (bayanlar) = entunne
هُمْ Onlar = hum
هُنَّ Onlar (bayanlar) = hunne
عِنْدِي Bende = indî
عِنْدَكَ Sende = indeke
عِنْدَهُ Onda = indehu
عِنْدَنَا Bizde = indenâ
عِنْدَكُمْ Sizde = indekum
عِنْدَهُمْ Onlarda = indehum
لِى Benim = lî
لَكَ Senin = leke
لَهُ Onun = lehu
لَنَا Bizim = lenâ
لَكُمْ Sizin = lekum
لَهُمْ Onların = lehum
مِنِّي Benden = minnî
مِنْكَ Senden = minke
مِنْهُ Ondan = minhu
إِليَّ Bana = ileyye
إِلَيْكَ Sana = ileyke
إِلَيْهِ Ona= İleyhi