Avf Oğulları kabîlesinden Habîb b.Mâlik'in Ay'ı ikiye
bölmesini Allah Resûlü (s.a.v.)'den
talep etmesi üzerine Cebrâil (a.s) Peygamberimiz (s.a.v.)'e gelerek
" Yâ Resûlullah! Haşim oğullarından dört büyük seyyidi
yanına al ve Ebû Kubeys dağına çık. Allâhü Te'âlâ gökteki aya, senin emirlerini
yerine getirmesini buyurdular.
Sen ne hükmedersen o
yerine getirecektir" dedikten sonra tekrâr makamına çıktı.
Bundan sonra hâdiseyi
Hz. Ebû Bekir (r.a.) şöyle anlatırlar:
"Ebû Kubeys
dağının altında duruyorduk.
Ay doğu tarafından göründü.
Yükselerek yukarı çıktı.
Nûru bütün âlemi
doldurmaya başladı.
Göğün ortasında kâmil bir dolunay haline geldi.
Kâbe'nin üstüne dikildi. Bütün insanlar ayın nasıl doğduğunu
ve yukarı çıktığını gördü.
Sonra Kâbe'nin üstüne
indi.
Burayı yedi defa
tavâf etti.
İnsanlar yaptığı
tavâfı saydılar.
Ardından Kâbe'ye
karşı Allâhü Te'âlâ'ya secde etti.
Sonra gökyüzüne
çıktı.
Aydan bütün insanların işiteceği şekilde bir sedâ duyuldu.
Allâh Resûlü (s.a.v.)'e selâm verdi.
Fasîh bir Arapça ile "Selâm sana olsun, Ey
Peygamberlerin sonuncusu! Selâm sana olsun, Ey Âlemlerin Râbbi'nin Resûlü!
Şehâdet ederim ki, Allâh'tan başka ilâh yoktur. Yine şehâdet ederim ki,
Muhammed (s.a.v.) Onun kulu ve Resûlüdür" dedi.
Ay, Allâh Resûlü
(s.a.v.)'nün karşısında durmuşken iki parça oldu.
Yarısı doğu diğer
yarısı da batıdan tarafa yürüdü.
Sonra ikisi bir araya
gelerek kâmil bir ay oldu.
Ardından Allâh Resûlü
(s.a.v.) aya selâm verip:
"Selâm sana olsun ey dolunay! Ey karanlıkların
lâmbası!" dediler."
Hz. Ebû Bekir
(r.a.)'in anlattığı bu büyük mucizeyi bütün insanlar gözleriyle gördüler.
0 yorum:
Yorum Gönder