Allah insanı nasıl korur?

Zünnu-i Mısri'nin şöyle dediği rivayet edilmiştir :Bir gün elbiselerimi yıkamak için Nil nehrinin kenarına gitmiştim. Nehrin kenarında dururken, bir de baktım ki, görülmemiş şekilde büyük bir akrep bana doğru geliyor.

Bu sudan İçmek Müslümana Haram

Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı,” bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş: - “Her kula helâl, Müslüman’a haram!”

Hiçbirinin haccı kabul edilmedi!

Ali bin Muvaffak hazretleri, Şam’da yaşamış olan evliyânın büyüklerindendir. Zünnûn-ı Mısrî ve Abdullah bin Mübarek ile görüştü. 878 (H.265) senesi vefât etti... Abdullah bin Mübarek bir hac mevsiminde Mekke’de hac vazifelerini ifa ettikten sonra, Harem’de uyuyakalır

Kuran Sırları

Bilindiği gibi DNA terimi, canlılardaki genetik malzemenin kısaltılmış ifadesidir. Genetik biliminin başlangıç tarihi ise, Mendel isimli bilim adamının 1865 yılında hazırlamış olduğu genetik yasalarına dayanır. Bilim tarihi için bir dönüm noktası oluşturan bu tarihe, Kuran’da 18:65 numaralı Kehf Suresi’nin 65. ayetinde işaret edilmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Nefsin Mertebeleri

BİRİNCİ DAİRE: Nefs-i Emmare: Allah`ın emirlerine uymayan, yasaklarını çekinmeden yapan ve zevkine tabi olan nefistir. Nefs-i emmâre denilen bedbaht nefis zenginleştikçe şımarır. Bilgisi arttıkça kibri, gururu da artar. Hele bir de makam sahibi olursa artık onun yanına varmak, sokulmak ne mümkün!

YAHUDİLERİN MAYMUN OLMASI

Onlar, Davud Aleyhisselâm’ın zamanında "Eyle" denilen bir şehirde yaşıyorlardı. Eyle Medine ile Şam arasında bir yerde ve Kızıldenizin sahilinde bir yerdeydi. Allah onlara cumartesi günü balık avlamayı yasak etti. Cumartesi günü olduğu zaman, denizde balık kalmaz, hepsi sahile gelirdi.

ARAPÇA ÖĞRENİYORUM

Öncelikle Hafıza tekniği konusunda size olağan üstü bir ip ucu.Sureler kolaydan zora doğru sıralanır. Bir sayfa alınarak 3′e bölünür. Önce ilk 5 satır, daha sonra diğer satırlar 5′er 5′er ezberlenir ve sonrasında birleştirilerek tekrar yapılır.

Günahın Reçetesi

Büyük Mutasavvıf Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gün tımarhanenin önünden geçiyordu. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüp

Ahir Zaman Bu Zaman Mı?

Ahir zamanın kendini hissettirdiği şu günlerde, Rabbimizin ikazlarını neden duymamazlıktan geliyoruz acaba? Nereye gidiyorsunuz? Nerede Muhammed ümmeti?

Şeytan İşi

Günlerden birgün şeytanın yolu bir köye düşmüş.Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş.

Artan pilav

Yahya baba, II. Bâyezîd Hân zamanında, Edirne Bâyezid Külliyesi'nin aşçılarından biridir.. Arkadaşları hoşaf, kebap sebze, bakliyat pişirir. Ama onun ihtisası pilavdır. Mübârek işe girişti mi, ibadet ettiğini sanırsınız.

Olgun İmana Kavuşma

MESCİD-İ Saadet'te Ashab-ı Kiram toplanmışlar, derin bir vecd ve huşu içinde Allah'ın Resûlünü dinlemekteydiler. Hazret-i Fahr-i Kâinat Efendimiz ise, Al-i İmrân sûresinden şu mealdeki Âyet-i Kerimeyi okuyordu:

Gönül Örtüsü Hayâ

Gönlün titremesidir hayâ. Gönül ki kurtulmuştur da ağırlıklarından, bir yaprak kadar incelmiştir. İşte o nazenin yapraktır müminin gönlü. Titrer bir günah, bir yanlış, bir aykırı hal gördüğünde.

KÂLU BELÂ

Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”

AY'IN RESÛLULLAH (S.A.V)'A SELAM VERMESİ

Ebû Kubeys dağının altında duruyorduk.Ay doğu tarafından göründü.Yükselerek yukarı çıktı. Nûru bütün âlemi doldurmaya başladı.Göğün ortasında kâmil bir dolunay haline geldi...

23 Ocak 2013 Çarşamba

Şeytan Ve Oduncu



Vakti zamanında odunculukla geçinen, çalış kan, dürüst, dindar bir adam vardı O zamanda yaşayan bazı insanlar, yakın bir çevrede bulunan ve nadir yetişen bir ağaca kutsallık izafe etmişlerdi Adaklarını, dileklerini o ağaç aracılığıyla yapıyorlardı Bu oduncu anılan ağacı şirk (Allah'a ortak koşma) sebebi olarak görüyordu ve bunun için kesmeye karar verdi O zamana kadar kimse buna cesaret edememişti Oduncu bir gün baltasını aldı ve verdiği kararı uygulamak üzere yola koyuldu Yolda karşısına acayip görünüşlü, insana güven vermeyen biri çıktı Oduncu "sen kimsin?" diye sordu, o da "Ben şeytanım" diye cevap verdi Oduncu "Vay alçak vay hain demek insanları yoldan çıkaran sensin, şimdi seni geberteyim" diye söylenip üstüne çullandı Bir anda şeytanı altına alıp boğazına abandı "Demek ki insanları kandırıp o ağacı kutsallaştıran da sensin alçak herif" dedi Şeytan, "Boşuna uğraşma, çabalama, beni öldüremezsin, çünkü Allah tarafından kıya mete kadar insanları saptırmak için bana mühlet verildi Sen o ağacı kesmekten vazgeç sana bir öneride bulunacağım" diye karşılık verdi Oduncu "Kabule şayan ne önerin olabilir muzır herif?" diye çıkıştı Şeytan şu öneride bulundu:

- Sen o ağacı kesmekten vazgeçersen sana her sabah bir altın getirir yastığının altına koyarım Böylece seni geçindirmeye bile yetmeyen odunculuktan kurtulmuş olursun

Oduncu biraz yumuşar gibi oldu ve sordu:

- Peki vadettiğin bir altını getirmezsen ne olacak?

- O zaman bana dilediğini yap

Oduncu öneriyi, kabul etti, ağacı kesmeden geri döndü O gece yattı Sabah olunca yastığının altına baktı ve gerçekten bir altın konmuştu Buna çok memnun oldu Merakla ertesi günü bekledi Ertesi gün oldu ama yastığının altına para konmamıştı Belki başka bir yere koymuştur diye her yanı alt üst etti yine altın çıkmadı Buna çok içerleyen oduncu hemen bıçağını baltasını alıp şeytanı bulup öldürmek üzere yollandı Aynı yerde şeytanla yine karşılaştılar Oduncu şeytanı görür görmez hemen üzerine atıldı Ama önceki nin tersine şeytan kendisini bir un çuvalı gibi savurdu Adam kalktı, şeytanın üzerine yeni bir hamle yaptı Ama elini bile süremedi Artık insiyatif şeytana geçmişti Şöyle dedi:

- Boşuna uğraşma arkadaş, sen geçen sefer beni neredeyse haklıyordun, çünkü o zaman Allah rızası için yola çıkmıştın Şimdi ise bana kızgınlığın kendi nefsin için Bundan dolayı artık bana gücünü geçiremezsin, aksine sen mağlup olursun. Bu ağacıda sana kestirmeyeceğim

21 Ocak 2013 Pazartesi

İBLİS HAKKINDA RİVAYETLER

İblisin soyunu üretmesi ve kendinden şeytan soyunu oluşturması hakkında 2 rivayet vardır. Birincisi kendini aşılayarak (ilkah yoluyla); diğeride cin soyundan bir eş edinerek (eşi şeytane) onun yumurtlamasından şeytan soyunu oluşturmuştur. İblisin arşı denizin üzerindedir. Şeytanları oradan gönderir ve yönetir. Onlarda insanları ALLAH yolundan çıkarmaya çalışırlar. Şeyatanın en önem verdiği şey; insanların aile düzenini bozup, eşleri birbirinden ayırmaya çalışmasıdır. ALLAH'ın C.C. En buğz ettiği, şeytanın en sevdiği şey; erkeğin erkekle, kadının kadınla ilişkiye girmesidir. şeytan yer yüzüne inince
İşim ne olacak dedi = Senin işin sihirdir.BUYRULDU
Ne okuyacağım dedi = Şiir
Yemeğim nedir dedi = Her mundar et ve ALLAH'ın ismi üzerine anılmamış herşey
Yurdum = Hamam
Meclisim = Çarşı ve pazar
Müezzinim = Zurna
Ezanım = Çalgı
Avım ve Tuzağım = Kadınlar
Peygamberim = Kahinler
Sözüm = Gıybet ve yalan
Kitabım = Vücuda yaptırılan dövme
Şeytanın kühlü ve yalayışı vardır. İnsana kühl sürdüğünde insanın gözleri ağırlaşır. İnsanı yaladığında dili kötü söyler. Şeytanın kaşığı ve sürmedanlığı vardır. Kaşığı yalan, sürmedanlığı zikir anında uykudur. şeytan insanları; cimrilik, hiddet ve sarhoşlukla sapıttırır. Kişi zenginde olsa şeytan ona mallarını az gösterir, başkalarının malına göz diktirir, onu cimriliğe alıştırır. Kişi hiddetlenip, öfkeye kapılınca, şeytan onu çocuk oynatır gibi oynatır. Kişi Sarhoş olunca şeytan onu kolayca isyana çeker. Öfke anında şeytan insanın sırtını yere getirir. İnsana sonradan pişman olacağı şeyleri yaptırır.
şeytan, İnsanı yenmek için; sakin olduğu zaman kalbine otururum. Kızdığı zaman uçup kafasına konarım der. Öfke şeytandandır, şeytanın silahıdır. Öfke anında insan euzu besmele çekerse, abdest alırsa öfkesi geçer. Şeytanın arzusu öfkelenmiş kişiye sonradan pişmanlık duyacağı sözü söyletmek, davranışta bulundurmaktır. Cemaat ve mescidden ayrılmayan kişi şeytandan uzak olur. şeytan ölüm anında müslümana birşey yapamadığında, onu imanından çeviremediğinde çok şiddetli ağlar.
şeytan insanın her işinde hazır bulunur. O yüzden bir işe başlanılacağı vakit euzubesmele ile (ALLAH'a sığınarak ve ALLAH'ın ismini anarak)başlanılmalıdır. Bu sayede şeytan uzaklaştırılır. Bir işte acelede şeytandandır. Namazdayken şeytan namaz kılanın yanına gelir. Kişinin namazdan ayrılmaması onu kızdırır. Abdest bozuldu hissini vermek için kişinin dübürüne üfler. Bu durumda yellenme olmadıkca, ses duyulmadıkca namaz bozulmaz. Namazda uyuklamak ve aksırmak şeytandandır.
şeytan insana 3 yönden yakalar.
1)İnsan öfkelendiği zaman(şeytanın gözleri,insanın gözlerinde;vesveseside insanın kalbinde olur)
2)İnsan savaşacağı zaman(Savaş anında insanın yanına gelerek;senin malın, mülkün ve ailen var, vazgeç savaştan diyerek iğva verir)
3)İnsan mahremi olmayan kadınla başbaşa kaldığı zaman(şeytan araya girer yapacağını yapar)
İnsan 3 şeyden sakınmalıdır
1)Sadaka verirken beklemekten(sadaka vereceksen hemen ver. Çünkü biraz bekledinmi şeytan, insanı sadaka vermekten caydırır)
2)ALLAH'a verdiğin sözü geçiktirmekten(ALLAH'a verdiğin sözü mutlaka yerine getir. Çünkü şeytan hemen gelir, aklına girer ve verdiğin söze muhalefet ettirir.)
3)Yabancı(mahremin olmayan)kadınla başbaşa kalma(Çünkü şeytan seni saptırır)
Çok yemek yemekte şeytandandır. Çok yemek yiyen kişiye ağırlık çöker ve uyku ağır basar. Böylelikle insanı bazı ibadetleri yapmasından alıkoyar. Şeytanın insanlar arasında en çok sevdiği cimri mümin dir. En nefret ettiği ise cömert fasık tır. Çünkü mümin cimriliğiyle şeytana yapacak iş bırakmamıştır. O zaten kendine cimriliğiyle yapacağını yapmıştır. Fakat cömert olan fasık insanı ALLAH cömertliğinden dolayı affeder diye korkar.
şeytan dünya ile beraberdir. Mal ve servet sevdasıyla insanı yanıltır. Nefsin arzularını insana hoş ve güzel gösterir. İnsanı şehvete yönlendirincede peşini bırakmaz.
İnsan yaratıldığı zaman, kendine yararlı şeyleri elde edebilmesi için şehvet verilmiştir.
Kendine yapılan saldırıları önleye bilmesi içinde öfke verilmiştir.
Akılda bir terbiyeci gibi yararlı olanı alması, zararlı olanı bırakması için verilmiştir.
Şeytanda sırf insanı saptırmak, yoldan çıkarmak ve luzumsuz işler yaptırmak için yaratılmıştır. Rivayetlere göre:
ALLAH ın düşmanı iblis kuyruğunu dübürüne sokarak 7 yumurta yumurtlamıştır. Bu 7 yumurtadan insanları saptıracak 7 şeytan meydana gelmiştir.
Birincisi Medhes dir. Bozuk arzulara saptırmak için alimlerle uğraşır.
İkincisi Hadis tir.ALLAH 'ı unutturmak ve namazda esnetmek, etrafa baktırmak, uyku getirmek için; namaz kılanlara müvekkildir.
Üçüncüsü Zelniyun dur.Sokaklarda görevlidir. Sokak ve pazarlarda olanlarla uğraşır. Onlara tartarken eksik tartmayı, hile yapmayı, satarken malını övüp methetmeyi emreder.
Dördüncüsü Beter dir.Belaya yakalanmış kimse ile görevlandirilmiştir. İnsana beddua etmeyi güzel gösterir. Bu musibetten elde edilecek sevabı yoketmeye çalışır.
Beşincisi Menşut tur.Yalan haber veren, söz taşıyan, gambazlık yapan kimselerle görevlidir. İnsanı günaha sokmak için böyle şeyleri yapması için emreder.
Altıncısı Vasim dir. Erkek ve kadınların şehvetleriyle uğraşır. Zina ve livata yapmaları için uğraşır.
Yedincisi Eur dur. Hırsızlık işleriyle görevlidir. İnsana hırsızlık yaptırmak için uğraşır.
İblisin (kabkab) adında bir şeytanı vardır. Onu insanların başına bela kılar.
Abdest alırken vesvese veren şeytanın adı velehan dır.
Namaz kılarken vesvese veren şeytanın adı hanzeb dir.
Musibet ve felaket anlarında; insanları ağlatmak, feryat ettirmek, elbiselerini yırtırmak, yüzlerini ve dizlerini dövdürmek için görevli sabr adında şeytan vardır.
İnsanlara zina yaptırmakla görevli şeytanın adı aver dir.
İnsanlara yalan söylettirmekle görevli şeytanın adı mes'ut tur.
Kişi ile eve giren ,ev halkına karşı, ailesine karşı kişiyi kışkırtan; lüzumsuz yere hücum ettirip evde huzursuzluk çıkartmakla görevli şeytanın adı dasim dir.
Çarşı ve pazarlarda insanlara musallat olan, bayrağını çarşıya diken şeytan da zilenbur dur.
Şeytanın insanı aldattığı ve vesvese verdiği hususlar:
1)Küfür,ALLAH ve Resulüne SAV asi(karşı )gelme ve şirk mertebesi
2)Bidat mertebesi (Bidatın zararı dinedir.Bidat şeytanın arayıpta bulamadığı şeydir. Çünkü günahdan tövbe edilip, dönülür.Ama bidattan dönülmez, zira
bid'atçı yaptığı kötü işi sevap işliyorum diye yapmaktadır.Bid'atın hasenesi falanda olmaz bid'at bid'attır.)
3)Büyük günahlar
4)Küçük günahlar
5)Sevab ve ikabı olmayan uğraşılar
6)Faziletli amelden az faziletlisine sevk etmeye çalışmak
şeytan insanı saptırmak için 10 kapı açar ve oralardan yaklaşarak saptırır.
1)Kibir kapısı
2)Gösteriş ve insanların övgüsü kapısı
3)Haset kapısı
4)Hırs ve kötü zan kapısı
5)Rahatlık ve bolluk isteği kapısından
6)Hayat ve uzun emel kapısından
7)Tamah kapısından
8)Cimrilik kapısından
9)Kendine ve yaptığı iyiliklere güvenme kapısı
10)Din kardeşlerini hafife alma,küçümseme ve onlara saygısızlık kapısı
İblisin annesi Bikr dir. Babası da İkr dir. İblisi geçen günler ihtiyarlatır, fakat sonra yine 30 yaşına gelir. şeytan, Besmele çekilmeyen sofraya oturur ve yemek yiyenlerle birlikte oda yer. şeytan sol eliyle yer ve içer. Kırmızı rengin şeytanın ziyneti olduğu söylenir. Her insanın bir şeytanı vardır. O şeytan, insanı sürekli ALLAH yolundan alıkoymaya çalışır.
şeytan yaptığı 5 davranış yüzünden huzurdan kovulup,lanetlendi.
1)Günahını kabul etmedi
2)Pişmanlık duymadı
3)Tövbe etmedi
4)Kendini isyan ettiren nefsini kınamadı
5)ALLAH'dan umudunu kesti
Şeytanı; kibri ve gururu mahvetmiştir. İblis; Adem'e A.S. verilen üstünlüğü kabul etmeyerek, kendine emredileni yapmamış ve ALLAH'a isyan etmiştir. İblis kendini üstün görerek, kibirlenmiş ve büyüklük taslamaya kalkışmıştır. Böylece lanetlenmiş ve ebedi cehennemde kalmayı haketmiştir. İblis tövbe etmeyip; insanlığa hasım olmayı tercih etmiştir.
Bir rivayete göre şeytanın boynuzları vardır. Güneş; bir şeytanın iki boynuzu arasında doğar ve bir şeytanın iki boynuzu arasında batar. Siyah köpeğinde şeytan olduğu söylenir. Ramazan ayında şeytanlar ve cinlerin azgın olanları zicire vurularak bağlanır.
şeytan, insanın damarlarında kanın dolaştığı gibi dolaşır. Çocuğun doğarken ağlaması; şeytanın çocuğa dürtmesi ve dokunmasından olduğu söylenir. Gece insan uyuyunca şeytan; insanın başı arkasına 3 düğüm bağlar. O kişi uyanıp ALLAH'ı anarsa bir düğüm çözülür. Abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Kalkıp namaz kılarsa tüm düğümler çözülür ve sabaha huzurlu ve neşeli olur. Fakat yatıp uyur ve hiçbir şey yapmazsa, sabaha gönlü kirli ve uyuşuk bir şekilde olur. Kötü rüyada şeytandandır. İnsan esnediğinde, eliyle ağzını kapatmadığında şeytan girer. Kişi uykudan uyandığında burnunu temizlemesi tavsiye edilir. Çünkü şeytanın o sırada insanın genzinde olduğu rivayet edilir.
İnsan namaza durduğunda şeytan gelir ve namazı karıştırır. O kişi kaç rekat namaz kıldığını unutur ve namazda dünya işlerini düşünmeye başlar.
Unutma ve unutkanlıkta şeytandandır. İnsanın kalbi iyi olursa bedende iyi olur. Bozuk olursa bütün bedende bozulur. Çarşı ve pazarlar şeytanın savaş yeridir. şeytan yalamayı sever. Yemekten sonra eller ve ağız yıkanmalıdır. Gece kapılar kilitlenmeli ve yemeklerin üzerleri kapatılmalıdır. Üstünde yatılmayan ve üzeri açık olan, örtülü olmayan yatakta şeytan yatar. Kişinin bir kısmının güneşte, bir kısmının gölgede kalacak şekilde oturması şeytan oturuşu diye adlandırılır. Bunun nedeni şeytanın istırahat ettiği yerin gölge ile güneş arası oluşudur. İnsanın ölüm anında şeytan; o kişinin daha önce ölmüş ana-babası veya akrabaları kılığında görünerek imanlı ölmesini engellemeye çalışır. Aldatamadığında çok şiddetli feryat edip,ağlar.
İlk felsefe yapan şeytandır. Kendini Adem A.S.ile kıyaslamıştır. İlk şarkı söyleyende şeytandır. İblis 4 defa çığlık atmıştır.
1)Lanetlendiği zaman
2)Huzurdan kovulup, yer yüzüne indiği zaman
3)Hz. Muhammed S.A.V.Efendimiz olduğu zaman
4)Fatiha suresi nazil olduğu zaman
şeytan zengini 3 şeyle kandırır.
1)Zengine israf yolunu açar.(böylece zengin malını yerinde harcayamaz)
2)Daha çok mal için kalbini arzuyla doldurur.(böylece hakkı olmayan yollardan mal kazanmaya çalışır)
3)Zengine malını güzel gösterir(böylece zengin malının hakkını vermez)
şeytan insanı fakir olmakla korkutur. İnsana cimriliği ve sadaka vermemeyi telkin eder.
Namaz vakti gelince iblis, şeytanları dağıtır ve namazlarında insanları meşgul etmelerini ister. şeytan gelir ve namaz vaktini geçirmesi için, insanı meşgul edecek yollara sevkeder. Bu olmazsa namazını karıştırmaya çalışır ve dualarında eksik yapması için insanı meşgul eder.
İblis; insan kendini beğendiği zaman, amelini çok bulduğu zaman ve günahını unuttuğu zaman, insana galip gelir.
Acele iş de şeytandandır. Bir işe acele etmek ve acele kılınan namazda şeytanın vesvesesi sonucudur. şeytan; insan ve cinlerdende bazı kimseleri kullanarak diğer insanların üzerine yollar. Bunlar fitne ve vesveselerle yanıltıp, kışkırttığı insanlardır. Bunlara insan ve cin şeytanları denilir. İnsanın kalbinde, ALLAH C.C. inancı sadece sözde kalmışsa veya ALLAH'a C.C. inancı yoksa artık o insan şeytandan farksızdır. Böyle bir insan şeytanın kuklası ve onun yardımcısı olma yoluna girmiştir. Bu insanlar toplumda şeytanın vazifelerini görmeye ve insanları ALLAH C.C. yolundan saptırmaya başlarlar. Toplumda; fitne,fesatlık,zulum ve maddi hırs gibi kötülükler onların yardımlarıyla artar ve çoğalır.
İçki, kumar ve falcılık şeytanın pis işlerindendir. Bu sayede şeytan(içki, kumar ve falcılıkla) insanlar arasındaki ilişkileri bozar ve kin, düşmanlık üretir.
Faiz dinimizce haramdır. Çalışmadan, emek harcanmadan kazanılan paranın hayrı olmayacağı gibi, faizle kazanç sağlayan kişinin kazancındada hayır ve bereket olmaz. Çok kazanıyor gibi görünsede bir zaman sonra tüm kazancı ve elindekiler kaybolur gider. şeytan faizi insanlara hoş gösterir. Değişik isimler altında faizi mübah göstermeye çalışır.
Kişi evine girerken besmele ile girerse ve yemektede besmele çekerse; iblis yanındaki şeytanlara; size burada kalıp, gecelemek ve yiyip, içmek yokdur der.
Kişi evine girerken besmele çeker, fakat yemek yerken çekmezse; iblis yanındaki şeytanlara; yemeğe kavuştunuz ama burada kalmanız ve gecelemeniz mümkün değildirder.
Kişi eve girerken ve yemek yerken besmele çekmezse; iblis yanındaki şeytanlara ; yemeğede, burada kalıp, yatmayada yetiştiniz der.
Şeytanın yemesi ve içmesi konusunda; gerçekten yeme içme olur diyenlerin yanında, bunun koku ve koklayarak yaptığını rivayet edenlerde vardır. Her iki durumda da sofradan bereket kalkacağı gibi, eksilmede olur.
şeytan insanın her yaptığına ve her ibadetine müdahelede bulunur. İman kalesi olan kalbi bozarsa, insana sahip olur ve insanı istediği gibi yönetir ve kullanır.
şeytan, insanı kandırmak için her yola başvurur.Bunlardan bazısı; yalan söylemesi ve bolca yemin etmesidir. Şeytanın insan üzerinde zorla yaptırım gücü yoktur. İnsanın şüphe içinde kalmasını sağlar.
şeytan riyakar dır. İnsanın; kendini beğenme, beğendirme, başkalarının güvenini ve rızasını kazanmak için iş yapma ile ibadetleri menfaate dayalı görüntü vermeye çalışmada şeytanın işidir.
şeytan edebiyat ve felsefe yapar. İnsanı küfür ve dalalet gibi yanlış yollara sürüklemek için edebi sözleri ve felsefe yorumlarını kullanır.
şeytan vesvese yoluyla verdiği umut ve telkinlerle günah ve kötülükleri süsleyip, insana güzel gösterir.
şeytan insanın düşmanı ve kötü bir arkadaşıdır. Kafirlerinde dostudur.
İnkarcılar ve onlara yardım edenler,insanı saptırmaya yönelik çalışmalar yapanlar, şeytanın emeline hizmet edenler (böyleleri) şeytanın yardakcılarıdır.
şeytan Kur'an dan uzak duranlarında dostudur. Kur'an a uyan kurtulur, uymayan şaşırıp, hüsrana uğrar. Kur'an insanlara doğruyu gösteren en iyi rehberdir. Kur'an ı okumak, anlamak, anladığını yapmak ve yaşamak görevimizdir.
Şeytana yaklaşan ALLAH'dan C.C. uzaklaşır. şeytan insanı her yönden görür ve aldatmaya çalışır. İnsana zayıf olduğu yönden, noktadan yaklaşır ve buradan sokularak kandırmayı hedef alır. İnsan uyanık olur ve açık vermezse şeytan insana bir şey yapamaz.
şeytan zaaflarına düşkün olan kişileri, telkin ve vesveseleriyle kötülüğe sevkeder. İnsan günah ve haramdan uzak durursa şeytanın aldatmaları sonuçsuz kalır. şeytan insanın vücuduna girer, damarlarına,beynine kalbine nüfuz eder. İnsanı saptırmaya ve hastalıklara sebep olur.
şeytan daha çok; kendini beğenen, kusursuz sanan kişilere, münafıklara, inkarcılara, dindarlarla alay edenlere, günaha girmede sakınca görmeyenlere, haram yiyen ve haram işleyenlere, şeytandan ALLAH'a sığınmayanlara, şeytandan medet ve yardım umanlara, kahin, büyücü, medyum ve falcılara, yalan, iftira ve isyan halinde olanlara, ALLAH'dan başka varlıklara tapanlara, ALLAH'ı unutanlara, ihlas ve samimiyetten uzak, yoksun olanlara, ALLAH C.C. ve Resulüne SAV düşman olanlara gelir. Onları bulundukları durumda kalmaları için iknaya çalışır. Ölünceye kadar bu kişilerin peşini bırakmaz. Onların ALLAH'a C.C. yönelmelerini engellemeye çalışır.
şeytan ayrıca inanan ve iman sahibi dindar kişilerlede uğraşır. Hatta inanç sahibi kişilere daha çok önem verir. Çünkü diğerlerini aldatmak onun için kolaydır, onlar ALLAH'ı C.C. unutmuşlardır. Onlarla istediği gibi oynar, istediği yöne sevkeder. Fakat iman sahibi olanları dinden soğutmak ve şüphe içersinde bırakmak zordur. Bunun için tüm gücüyle çalışır. Onları saptırmak içinde çeşitli yollar dener. Kimini şeyh yarışmasına, kimini peygamberlik iddiasına, kimini paraya pula, üne, kimini baş olmaya, kimini makam mevki sevdasına, kimini ibadette üstünlük yarışına, kimine diğer insanları hor gösterip, kendini büyük görmeye, kimini dünya sevdasına sevketmeye, dünyaya müptela etmeye, kimini dinden soğutup, nefret etmesini sağlamaya uğraşır.
Şeytanın en çok korktuğu; euzu besmele ve arif insanların kalblerindeki marifet nurudur. İnsan arifler derecesine çıkıncaya kadar ( takva sahiplerinin ALLAH'a C.C. sığınmaları gibi ) euzu besmele ile ALLAH'a sığınmaları gerekir. O dereceye çıktıktan sonra kalbteki nur şeytanın tesirini ortadan kaldırır.
Şeytanın aldatmasına kapılmamak ve tuzağına düşmemek içinde Kelime-i Tevhid ve ALLAH'ı C.C. anmak gerekir.
şeytan azaba sebeptir. İnsan La ilahe illALLAH derse ve ALLAH'ın C.C. emir ve yasaklarına riayet ederse, şeytan onun yanına yaklaşamaz. Kişi şeytandan uzak olabilmek için; takva üzere bulunmalı, haram ve şüpheli şeylerden kaçınmalı ,euzu besmele ve kelime-i tevhidden uzak olmamalıdır.
şeytan, kıyamet günü, firavun,karun ve haman'la beraber ebedi cehennemde azap içinde kalacaktır.
Adamın biri, iblisi gördüğünde; ne yapmam lağzımki senin gibi olayım der. şeytan şaşırır ve benim gibi olmak istiyorsan; namazlarını son vaktine bırak, yalanda olsa, doğruda olsa her sözünde yemin et der.
şeytanla mücadele kalb ve imanla olur. Kazanırsan; ebedi cennette kalmakla ve ALLAH'ın C.C. Cemali ile mükafatlandırılırsın. İnsan ölünceye kadar nefis ve şeytanla mücadele etmek durumundadır.
Kalbe iki şey gelir. Kalbe bir melek tarafından olup; daima iyiliği ve Hakk ı kabul etmeyi ihtar eden düşünceler. Diğeri şeytan tarafından olup; daima kötülüğü ve HAKK'ı yalanlamayı bildiren, iyilikten ve iyi işlerden men eden düşünceler gelir. şeytan insan kalbine sürekli vesvese verir. Kalbe gelen düşünceler 6 çeşittir.
1)Akıldan gelen düşünceler
2)Ruh dan gelen düşünceler
3)Melekten gelen düşünceler
4)Şeytandan gelen düşünceler
5)Nefsden gelen düşünceler
6)Yakıni gelen düşünceler ( bu düşünceler ALLAH C.C. tarafından evliya içinde secilmiş kullarına gelir.)
KARI-KOCA ARASINI AÇMAK ŞEYTANIN İŞİDİR.
Şeytanın en sevdiği ve en önem verdiği şey karı koca arasını açıp aile düzenini bozmaktır. Fitnesi en büyük olan kişi, şeytana daha yakın olur. Eşler arasında ayrılma sebebi günümüzde maddi imkansızlıklara dayandırılsa da bunun altında şeytanın vesvesesi vardır. Eşler arasında ayrılma sebepleri sihir yüzünden birbirlerini kötü görmeleri, ahlaki yönden kötü görmeleri ve bağlanmaları şeklinde de olabilir. Fakat her geçimsizlik, büyü ve sihirle olmayacağı gibi mutlaka şeytanın fitnesi ve vesvesesiyle meydana gelir. Bağlanmak sihrin bir bölümüdür. Bağlamayı yapan büyücü bunu şeytanın ve cinlerin yardımıyla yapar. Bu çok çeşitli yöntemlerle olur. Sihir ve büyü sebebi ile şeytan insana musallat olup, şeytan beyni etkiler. Bu sayede inasanın beyin sinirlerinde karışıklığa yol açar. Cinsel münasebet olmaz. Diğer bir yöntem; cinler kadının cinsel organının işlevini önler, ilişki gerçekleşmez. Kişi normalde kuvveti olduğu halde karısına yaklaştığında o imkanı bulamaz. Yada karşısındakini çok çirkin görür, bunu eşleri ayırmak için görevlendirilen cin yapar. O eşler arasında çirkinlik ve nefret hislerini meydana getirir. Çiftler arasındaki ilişkide bu sayede ortadan kalkar. Bazen kadına yapılır, kadın kasılır ayakları açılmaz. Bazende ilişki sırasında acı hissi duyar. Eş acı çekmeye başlayınca ilişkiye girmekten kaçınır. Çoğu zamanda uyku hasıl olur. Kişi gözünü açamaz hale gelir. Ya bir tarafta, yada iki taraftada isteksizlik ve umursamazlık başlar. İlişki akla gelecek en son şey olur. Bazende eşler cinsel münasebetten birşey anlamazlar, hissetmezler bile. Bu örnekleri çogaltmak mümkündür. O yüzden eşler sevgi ve saygıda birbirlerine karşı kusur etmemeli, itaatkar olmalı, ilgi ve alakayı kesmemelidir. Aralarında çıkan sorunları konuşarak çözmeli, neden nasıl sorularını yöneltmeli ve çözümü birlikte aramalılardır. Sorun tıbbi ise doktora, psikolojik ise psikoloğa veya konusunda uzman hekime, sihir ve büyüdense onuda bu konularda deneyimli kişilerden yardım almakla aralarındaki sorunları çözmelilerdir. Başkasının ve başkalarının dedikoduları ve sözleriyle hareket etmek yerine, karşılıklı güvene dayalı bir aile kurup, işin aslını bilerek, öğrenerek davranılmalıdır. Çünkü eşler arasında ayrılıkların bir kısmıda dedikodu ve filanca şunu dedi, şöyle söyledi tartışmalarıdır. Bir diğer nedende şiddet ve geçimsizliktir. Öfke; şeytanın insanlar üzerinde uyguladığı silahlardan biridir.
KARI-KOCA ARASINDAKİ SİHİRLER 4 ŞEKİLDE OLUR.
1)Eşler birbirlerini çok çirkin görürler,birbirlerinin yüzlerini dahi görmek istemezler. Ayrıyken veya yanında değilken büyük bir hasretlik çekerler. Biraraya geldiklerinde kedi-köpek gibi olurlar
2)Muhabbet, sevgi saygı ortadan kalkar. En güzel sözler bile çiftlere kötü gelir. Aralarında konuşma ve sohbet kalkar. İlgi ve alakaları başka şeylere yönelir. Birbirlerinden haberleri yokmuş gibi davranırlar. Televizyon,kitap vb. şeylere dalıp eşlerini unuturlar. Birbirlerine karşı ilgisiz tavırlar sergilerler.
3)Erkek bağlanır(bağlanmaktan maksat cinsel organın işlevini yerine getirememesidir.)
4)Kadın bağlanır (tıbbi ve psikolojik rahatsızlıklar haricinde sihir ve büyü sonucu bağlı olması)
ŞEYTANIN DÜŞMANLARI:
1)Çok sadaka veren müslüman
2)Tövbesinde sabit kalan tövbekarlar
3)Adil idareciler
4)Dürüst ve doğru sözlü tütcarlar
5)Nasihat eden müslüman
6)ALLAH'dan korkan alimler
7)Mütevazi zengin
8)Gece namazı kılan müminler
9)Daima abdestli olan müminler
10)Daima Kur'an okuyan hafızlar
11)Merhametli müminler
12)Haramdan sakınan müminler
13)Güzel huylu müminler
14)İnsanlara faydalı olan müminler
ŞEYTANIN DOSTLARI
1)Namaza tembel olan ve ağır davrananlar
2)Hile yapan, aldatan tüccarlar
3)Zekata engel olan kişiler
4)Yetim malı yiyenler
5)Zina yapanlar
6)Uzun emeli olan insanlar
7)Şarkı söyleyen kadınlar
8)Zalim idareciler
9)Kibirli zengin
10)İçki içen kişiler
İNSANLIĞIN DÜŞMANI ŞEYTAN VE HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
EZZ: Şeytanın, kafirleri tahrik ederek, İslama ve Müslümanlara karşı kötülük düşünmesini sağlaması ve bu düşüncelerini uygulamalarına zemin hazırlamasıdır. Mesela; Müslümanların canlarını, kutsallarını, mallarını, ırzlarını kendilerine mübah görmelerini sağlayarak, Müslümanlara karşı her türlü vahşiliği, kötülüğü onlara hoş göstermek.
HEMZ: Şeytanın, insanı saralı yaparak ona musallat olması halidir. Bu şeytanın veya kötü cinni nin insanın bedenine girmesiyle kişide meydana gelen sara durumu olarakta açıklanabilir.
HUDUR: Evde şeytanları ve kötü cinleri çeken, bereketi ve melekleri uzaklaştıran şeyleri yapmak. Mesela; resim, heykel, içki gibi şeyleri bulundurmak; içki içmek, zina yapmak, kadınlı erkekli partiler düzenlemek, şeriat dışı davranışlarda bulunmak.
İSTİHVA: Şeytanın insanı ayartmasıdır. Bu da şeytanın, nefislerde heva ve arzulara yönelmesi ile olur.
İSTİMTA: İnsanın ve cinnilerin birbirlerinden yararlanması ve birbirlerini kullanmasıdır. Bunu genelde büyücüler ve sihirle uğraşanlar yapar.
MESS: Cinninin, insanda hakimiyet ve egemenlik kurmasıdır. Bu insanın bedenine girerek olur. Mesela; cinninin kadının rahmine girerek onunla ilişkiye girmesi, insanın göğsüne, başına, midesine girerekorada yaşaması.
NEFH: Şeytanın, insanı gururlandırması, diğer varlıklara karşı insanın büyüklenmesi ve üstün görmesini sağlamasıdır.
NEFS: İnsanda kötü duygular uyandıran, arzuları arttıran, pis ve kötü içerikli şiir, şarkı ve edebi sözlerdir. Bunlar iyi duyguları ve hisleri ortadan kaldırır.
NEZĞ: Şeytandan, insanı; şüpheye, inanç boşluğuna, fesada ve kötülüğe düşüren bir vesvese türüdür.
TAİF: Şeytanın, insan aklında kötü bir şeyin yapma düşüncesi oluşturması veya ibadet esnasında unutkanlık meydana getirmesidir.
TENEZZÜL: Şeytanın, insanlara dinlerini ve dini öğretilerini unutturarak; insanı küfre ve sapıklıklara yöneltmesidir.
VESVESE: Şeytanın, kötü cin ve insanların; boş şeyleri güzel ve sevimli göstermesi, kötülükleri ve günahları iyi göstermesi ve insanı şüpheye götürmesi biçiminde olur.
SARA: Sara 2 türlü olur.
1)Vücut sıvılarının ve maddenin sebep olduğu sara
2)şeytan ve kötü cinnilerin insanda meydana getirdikleri sara İnsan beyni, elektrik benzeri bir enerjiden yaratılmış, güçlü bir manyetik alanı olan bir organdır. Bu nedenle manyetik alan üreten bir faaliyet, bir başka manyetik alanı etkiler. Elektriksel bir faaliyet içinde bulunan beyindeki sinir hücreleri, bu faaliyetleri sırasında bir manyetik alan oluştururlar. Manyetik alan oluşturan bu hücrelere, manyetik alan üreten cinni veya şeytanların zuhur etmesiyle beyin etkilenir ve bu etkilenmenin boyutuna göre çeşitli sara (epilepsi) hastalıkları oluşur. Kötü cinnilerin insanda meydana getirdiği bazı hastalıklar; durgunluk, cinsel iktidarsızlık, felç, sara, böbrek, beyin ve karaciğer hastalıkları dır.

ŞEYTANIN İNSANI SAPTIRMASI VE HİLELERİ:
1)İnsanlara yalan söyletmek ve yalan yere yemin ettirmek
2)Gıybet ve koğuculuk yaptırmak
3)Talak üzere yemin ettirmek (Talak üzere yemin edilirse erkeğe hanımı haram olur, çocukları da zina çocukları olur.)
4)Namazı ertelettirmek ve namazda insanı saptırmaya çalışmak
a)Henüz vakit var, sora kılarsın vesvesesini vererek namazı vaktinde kıldırmamak
b)Namazda acele ettirerek, çabuk çabuk kıldırmak
c)Namazda sağa, sola bak vesvesesini vererek; namazın sevabından alıkoymak
d)Namazda İmamdan önce rüku ve secdeye vardırıp; İmamdan önce rüku ve
secdeden kaldırmak
e)Namazda parmakları çıtlattırmak (kişi namazda parmak çıtlatarak şeytanı tesbih etmiş olur)
f)Namazda kişinin burnuna üfleyerek esnemesini sağlatmak (esnemesi sırasında kişi, eliyle ağzını kapatmazsa; şeytan onun içine girer ve dünya hırsını,
dünya bağlarını çoğaltır.
g)Kişiye Namazı bırakması için vesvese verir. (şuan işin var, meşgulsün, sen daha gençsin, ihtiyarlayınca kılarsın, sen hastasın iyileşince veya işin bitince
kılarsın, vb. diyerek namazdan alıkoyar)
ğ)Namazda uyuklama ve aksırma meydana getirmek
h)Namazda insanın aklına dünya işlerini getirmek, gözünün önüne resimler getirerek namazı bozmaya çalışmak
ı)Namazda, sen edebi yaramaz iş yaptın, vb. diyerek; kişinin namazda huzurunu bozmaya çalışmak
i)Namazda abdestin bozuldu vesvesesini vererek namazı yarım bıraktırmak
5)Faiz yedirmek ve faiz yemeyi mübah göstermek
6)Cuma Namazını terkettirmek
7)Zina ettirmek
8)Sarhoş edici şeyler içilmesini sağlamak (kişinin içki ve uyuşturucu maddeler
içmesini sağlamak ve buna bahanelerle zemin hazırlamak)
9)Kişinin hırsızlık yapmasını sağlamak
10)Sihirbazlık ve büyücülük yaptırmak
11)Erkeğe karısını boşattırmak (aile arasında huzuru bozarak, eşleri ayırmak)
12)Kişinin öfkelenmesini ve hiddetlenmesini sağlamak (böylece kişiye sonradan
pişmanlık duyacağı davranışları yaptırır ve sözleri söyletir)
13)Hırs ve kin tohumlarını kişinin kalbine yerleştirmek
14)İnsanın yapacağı her işi aceleye getittirmek
15)Cimriliği hoş gösterip, kişinin sadaka ve zekat vermesini engellemeye çalışmak
16)Kişinin çok yemek yemesini sağlamak (çok yemek yenildiğinde kişi rahatsızlanır,
kişiye ağırlık çöker ve uyku hasıl olur)
17)İnsanın ibadetlerini yerine getirmekten alıkoymak
18)Mal ve servet sevdasıyla insanı aldatmak.
19)Kişinin arzularını hoş ve güzel göstererek şehvetini arttırmak
20)İnsanı lüzumsuz işlere yöneltmek (bu sayede kişiyi ibadetten alıkoyar)
21)Kişinin ALLAH'a verdiği sözü ve adağı yerine getirmesinde Onu geciktirir ve zamanla unutturur. (söz ve adak hemen yerine getirilmelidir)
22)İnsanın yapacağı her işte şeytan hazır bulunarak ortak olur.( bu nedenle her işe Euzu Besmele ile başlanılmalıdır.)
23)Ölüm anında insanın İmansız gitmesi için uğraşmak
24)İnsanın kötü söz söylemesini ve küfür etmesini sağlamak ( kötü sözü ve küfürü hoş göstererek, sonradan pişman olacağı sözü söyletmeye çalışmak)
25)Kişiyi cemaat ve mescidden alıkoymaya çalışmak
26)İnsanları; gösterişe, medhedilmeye ve övülmeye sevketmek
27)Günah ve haramları hoş göstererek; insanın günah işlemesini ve haram olan davranışları yapmasını sağlamak
28)Kişiye sürekli vesvese vererek, şüpheye düşürmek ve huzurunu bozmak
29)İnsanlarda baş olma isteğini ön plana çıkarmak ve makam, mevki arzusunu ve hırsını ortaya çıkartmak
30)İnsanlarda dünya ve mal sevgisini arttırmak
31)İnsanların hased etmesini sağlamak
32)İnsanların kibirlenmesini sağlamak
33)İnsanın içine kıskançlık tohumları ekerek kötü yollara sevketmek
34)İnsanların rahatlık, bolluk ve uzun emel isteklerini arttırmak
35)İnsanların kötü zan ve iftirada bulunmalarını sağlamak
36)İnsanlara yalan söylettirmek ve yalan yere yemin etmelerini sağlamak
37)Kişinin başkalarını küçük görmesini ve onlara saygısızlık yapmasını sağlamak
38)Kadına vesvese vererek açılmasını sağlamak
39)Makam, mevki ve mal sahibi kişilerin gurur ve kibirlerini arttırarak, toplumda sınıf ayrımı yapılmasını sağlamak
40)Toplum düzenini bozan; kin, nefret, gıybet, koğuculuk, iftira, hırs, kıskançlık, kibir, ihtiras, ahlaksızlık gibi vb. çeşitli duygu, düşünce ve davranışları insanlar arasında yaymaya çalışmak
ŞEYTANIN PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) İN SORULARINA VERDİĞİ CEVAPLAR:
Efendimiz (SAV): Oturma arkadaşın kimdir?
şeytan : Faiz yiyen
Efendimiz (SAV): Dostun kimdir?
şeytan : Zina eden
Efendimiz (SAV): Yatak arkadaşın kimdir?
şeytan : Sarhoş
Efendimiz (SAV): Misafirin kimdir?
şeytan : Hırsız
Efendimiz (SAV): Elçin kimdir?
şeytan : Sihirbaz
Efendimiz (SAV): Gözünün nuru nedir?
şeytan : Karı boşamak (Eşini boşayan)
Efendimiz (SAV): Sevgilin kimdir?
şeytan : Cuma Namazını terkedenler
Efendimiz (SAV): Kalbini kim kırar?
şeytan : ALLAH yolunda cihada koşanlar
Efendimiz (SAV): Senin cismini ne eritir?
şeytan : Tevbe edenler
Efendimiz (SAV): Ciğerini ne parçalar?
şeytan : Gece ve gündüz ALLAH'a yapılan istiğfar
Efendimiz (SAV): Yüzünü ne buruşturur?
şeytan : Gizli verilen sadaka
Efendimiz (SAV). Gözlerini ne kör eder?
şeytan : Gece Namazı
Efendimiz (SAV): Başını ne eğdirir?
şeytan : Cemaatle kılınan namaz
Efendimiz (SAV): Sana göre insanın en saadetlisi kimdir?
şeytan : Namazı bilerek kasten bırakanlar
Efendimiz (SAV): Sana göre insanların en kötüsü kimdir?
şeytan : Cimriler
Efendimiz (SAV): Seni işinden ne alıkoyar?
şeytan : Ulema meclisleri
Efendimiz (SAV): Yemeğini nasıl yersin?
şeytan : Sol elin parmak uçlarıyla
Efendimiz (SAV): Sam yeli estiğinde ve sıcaklar kavurduğu zaman çocuklarını nerede gölgelendirirsin?
şeytan : İnsanların tırnakları arasında
Efendimiz (SAV): Rabbinden neler talep ettin?
şeytan : 10 şey istedim
1)İnsanları ben göreyim ama onlar beni görmesin
2)İnsanların mallarına ve çocuklarına ortak etmesini ( Besmelesiz kesilen hayvanın etinden, besmelesiz yenilen, haram ve faiz karışan yemekten yerim; ALLAH'a sığınmayanın malına ortak olurum. Cinsi münasebet sırasında ALLAH'a sığınmayanın hanımıyla birleşirim. O birleşmeden olan çocuk; bize itaat eder, sözümüzü dinler.)
3)ALLAH'dan bir ev istedim bana ev olarak hamamları verdi
4)ALLAH'dan mescid istedim pazar yerlerini bana mescid yaptı
5)Ezan istedim çalgıları verdi
6)Yatak arkadaşı istedim sarhoşları verdi
7)Yardımcılar istedim kaderiye mensuplarını verdi
8)Kardeşler istedim mallarını boş yere israf edenleri verdi
9)Okuma kitabı istedim şarkıları bana okuma kitabı yaptı
10)ALLAH'dan insanın kan mecralarını bana yol yapmasını istedim. Böylelikle onların arasında akıp gider, gezerim.
Efendimiz (SAV): İnsanlar arasında en çok sevmediğin kimdir?
şeytan : Sensin Ya Muhammed (s.a.v.)
Efendimiz (SAV): Benden sonra en çok sevmediğin kimdir?
şeytan. Sevinç ve saadet içinde varlığını ALLAH yolunda veren genç
Efendimiz (SAV): Sonra kimi sevmezsin?
şeytan : Sabırlı ve şüpheli şeylerden kaçınan Alimi
Efendimiz (SAV): Sonra ?
şeytan : Temizlik işinde yıkadığı şeyleri 3 defa yıkamaya devam edeni
Efendimiz (SAV): Sonra?
şeytan : İhtiyacını kimseye anlatmayan, halinden şikayet etmeyen sabırlı fakiri
Efendimiz (SAV): Sonra?
şeytan : Şükreden zengini
Efendimiz (SAV): Ümmetim namaza kalkınca senin halin ne olur?
şeytan : Beni sıtma tutar, titrerim. Çünkü kul ALLAH için secde edince bir derece yükselir
Efendimiz (SAV): Oruç tuttukları zaman nasıl olursun?
şeytan : Onlar iftar edinceye kadar bağlanırım
Efendimiz (SAV): Hac yaptıkları zaman nasıl olursun?
şeytan : Çıldırırım
Efendimiz (SAV): Kuran okudukları zaman nasıl olursun?
şeytan : Ateşte eriyen kurşun gibi eririm
Efendimiz (SAV). Sadaka verdikleri zaman halin nasıl olur?
şeytan : Halim pek yaman olur. Sadaka veren sanki testere ile beni ikiye böler.
Efendimiz (SAV): Sadaka verilince neden testere ile ikiye bölünürsün?
şeytan : Sadakada 4 mükafat vardır.
1)ALLAH sadaka verenin malına bereket verir
2)Sadaka vereni halkına sevdirir
3)Sadakayı cehennemle arasında perde yapar
4)ALLAH, belayı ve sıkıntıyı sadaka verenden kaldırır
Efendimiz (SAV): Sana göre ihlas sahibi olan kullar kimlerdir?
şeytan : Malı, parayı sevmeyen, övünmekten, medhedilmekten hoşlanmayan kişi ihlas sahibidir. Hemen ondan kaçarım.
Malı, parayı seven kişi ALLAH için bir ihlasa sahip değildir. Bir kul; malı ve övünmeyi sevdiği süre, kalbide dünyaya arzulu kaldığı müddetce bana en çok itaat edendir. Mal sevgisi ve baş olma sevgisi en büyük günahlardandır.
şeytan anlatmaya devam etti:
Yalan bendendir ve ilk yalan söyleyen benim. Her kim yalan söylerse; benim dostumdur. Yalan yere yemin ederse benim sevgilimdir. Yalan yere yemin gönlümün eylencesidir. Gıybet ve koğuculuk benim meyvelerim ve şenliğimdir. Kim talak üzere yemin ederse günahkardır. Hakikat belli oluncaya kadar karısı ona haram olur. Meydana getirecekleri çocukları da zina çocukları olur.
Her ne zaman insan namaza kalkarsa ona vesvese veririm. Onu namaz kılmaktan alıkoyarım. Bunu yapamazsam vaktinin dışında namaz kılmasını sağlarım. Namaz içinde sağa sola baktırırım. Acele ve çabuk çabuk namaz kılmasını emrederim. Cemaat içinde namaz kılarken ona bir gem takarım. Başını imamdan önce secdeden ve rükudan kaldırırım. İmamdan öncede secde ve rüku yaptırırım.
Namaz içinde parmaklarını çıtlatmasını isterim. Böylece beni tesbih edenlerden olur. Namaz içinde burnuna üflerim ve esnemeye başlar. Elini ağzına kapatmazsa içine küçük şeytanlar girer. Dünya hırsını ve dünyevi bağlarını çoğaltır. Böylelikle bize itaat eder ve sözümüzü dinler.
Sonra miskinlere, zavallı ve çaresizlere giderim. Onlara namazı bırakmalarını emrederim. Onlara, namaz size göre değil, o afiyet ihsan ettiği ve bolluk verdiği kimseleredir, derim.
Sonra hastalara giderim. Namaz kılmayı bırak, iyi olduğun zaman çokca kılarsın derim. Böylece o namazını bırakır. O hasta namazını terkederek ölürse ALLAH'ın huzuruna vardığında; ALLAH'ı öfkeli bulur.

ŞEYTAN İLE SAVAŞIRKEN OLAN YARDIMCILAR:
şeytan ile savaşırken ve onun aldatmalarına kapılmamak ve tuzağına düşmemek için yardım istenilecek şeylerin başında KELİME-İ TEVHİD ve ALLAH'u Teala'yı çokca anmak gerekir.
Hadisi Şerifte: ALLAHü Teala buyuruyor ki "La ilahe illALLAH benim kal'am dır. Bunun için La ilahe illALLAH diyen benim kal'ama girer. Benim kal'ama giren ise azabımdan emin olur." buyrulmuştur.
Yine buyurdu ki: " Bir kimse halis ve muhlis olarak La ilahe illALLAH dese, Cennete girer."
şeytan azaba sebebdir. Hadislerden anlaşılıyor ki, bir kimse La ilahe illALLAH kelimesini söylese, ALLAHü Teala'nın emirlerini yapıp, yasaklarından kaçınsa ve şeytan onu o halde görse, ondan uzaklaşır, yanına yaklaşamaz. Bu durumda şeytan zararından kurtulur.
Euzü ve Besmeleyi çok söylemekle Şeytanla savaşılmış, onun hile ve aldatmalarına karşı Besmeleden yardım alınmış olunulur.
Zira Resulüllah S.A.V. bir kimsenin şeytanın telef olmasına ve helakine beddua ettiğini işitince:" Böyle deme, zira şeytan kibirlenir ve seni yenmek için elimden geleni yaparım der. Ancak Euzü Besmele oku. Bu durumda şeytan küçülür. Zerre gibi hor ve hakir olur."
Kişi, ALLAH'a C.C. güvenip; dünyayı isteyenlerden, onların mallarından, hediyelerinden, medhlerinden, övmelerinden ve hırslarından ayrılmakla da şeytanın hile ve aldatmalarına karşı durmakta yardım görür. Çünkü dünyayı sevenler; şeytanın malı, askeri ve takımıdır. İnsan için lazım olan, bunların hepsinden sevgiyi kesip, ALLAH'ın C.C. lutfüyle kimseye muhtaç olmayıp, her halinde ve işinde ALLAH'a güvenmesidir, tevekkül etmesidir. ALLAHü Teala'ya dönmesidir. İnsanlara minneti, haram ve şüpheli şeyleri terketmelidir. Dünyanın helal ve mübahlarını az kullanmakta zühdü, vera ve takva yolunu tercih etmelidir.
şeytan ile içten mücadele ve çarpışma kalb ve iman ile olur. Sen şeytanla mücahede ettiğin zaman, senin yardımcın, dayanağın ALLAH'u Teâlâ'dır.
Kafirle olan cihadın (savaşın), çarpışmanın sonu vardır. Nefs ve şeytanla cihad etmenin (savaşın) sonu yoktur. (alıntıdır)

13 Ocak 2013 Pazar

Simit Parası İle Cenneti Satın Almak


Günün son dersinin sonuna gelinmişti. Öğrenciler çıkmak için
sabırsızlanıyordu. Defter ve kitaplarını çantalarına koydular. Zil
çalar çalmaz, dışarı çıkmak için hazırdılar. Yalnız, Ali
hazırlanmamıştı. Gecikmek için de elinden geleni yapıyordu. Nihayet
zil çaldı. Öğrenciler bir anda kapıya yöneldi. Ali, yerinden kalkmadı.
Ağır ağır eşyasını topladı. Bir yandan göz ucuyla öğretmenine bakıyor,
bir yandan da arkadaşlarının gitmesini bekliyordu.

Öğretmeni, onun bu halini fark etti:

- Hayrola Ali, dedi. Eve gitmeyecek misin?

Ali, son arkadaşının da çıktığını görünce cevap verdi:

- Sizinle konuşmak istiyordum öğretmenim.
- Peki, dedi öğretmeni. Ne söyleyeceksin bakalım?
- Ahmet arkadaşımız var ya...
- Evet, ne olmuş Ahmet'e?
- Durumları pek iyi değil galiba. Annesi, beslenme çantasına pekiyi
şeyler koymuyor.
- Eee?
- Ona yardim etmek istiyorum. Ama benim yardim ettiğimi bilirse
üzülür. Günde bir simit parası biriktirip her hafta size versem, siz
de ona verseniz?

Cebinden bir avuç bozuk para çıkarıp öğretmenin masasının üzerine
koydu. Nurhan Öğretmen, paraya dokunmadı. Sandalyesine oturup düşündü.
Ali hakkındaki bilgilerini yokladı. Bildiği kadarıyla ailesinin durumu
pekiyi değildi. Bu çalışkan ve sevimli öğrencisi, ne kadar da iyi
niyetli ve düşünceliydi. Zengin bir ailenin çocuğu değildi. Buna
rağmen yardim etmek istiyordu. Üstelik yardım ettiğinin bilinmesini
istemiyordu.

Nurhan Öğretmen:

- Dur bakalım Ali, dedi. Bildiğim kadarıyla sizin de maddî durumunuz
pekiyi değil. Yanlış mı biliyorum?
- Doğru biliyorsunuz öğretmenim. Babam gündelikçi. Çoğu zaman iş
bulamıyor. Ama ben de çalışıyor, para kazanıyorum.
- Nerede çalışıyorsun?
- Simit satıyorum.

Nurhan Öğretmen yine durup düşündü. İyiliğin bu kadarına ne demeliydi
şimdi? Bunun gerçekleşmesi zordu. Onu, bundan vazgeçirmek için bir
çare bulmalıydı. Bunu yaparken, sevimli öğrencisini de kırmamalıydı.
Onunla biraz daha konuşursa, belki bir yolunu bulurdu.

Nurhan Öğretmen, Ali'ye dondu:

- Büyüyünce ne olmak istiyorsun, diye sordu.
- Çok zengin bir işadamı...
- Niçin?
- İnsanlara daha çok yardım etmek için...

- Güzel, dedi Nurhan Öğretmen. Bak simdi Ali, Ahmet'in ailesinin
durumu pekiyi değil, bu doğru. Ama sizinki de bundan pek farklı değil.
İstersen acele etme. Çok zengin olduğun zaman insanlara yardim
edersin. Olmaz mı?
- Olmaz, dedi Ali. Şimdi yapmalıyım.
- Neden olmaz?
- Üç sebepten dolayı olmaz.

Birincisi: Bu para zaten benim değil. İyilik ettiğim için Allah, beni
insanlara sevimli gösteriyor. İnsanlar da bundan etkileniyor, daha çok
simit alıyorlar. Bu sayede gün boyu çalışanlardan bile fazla simit
satıyorum. Hele mahallede Hasan Amca var, her gün iki simit alıp
güvercinlere veriyor.

İkincisi: 'Ağaç yas iken eğilir.' deniliyor. Şimdiden iyilik yapmayı
öğrenmezsem büyüdüğümde hiç yapamam. Şimdiden iyilik yapmayıp bunu
zenginlik günlerime ertelersem, zengin olduğum günlerde de daha zengin
olduğum günlere erteler kendimi kandırmış olurum.

Üçüncüsü ise daha önemli: Büyüdüğüm zaman çok zengin bir işadamı olmak
istiyorum. Zamanında yatırım yapmayanlar büyük işadamı olamazlar.

Nurhan Öğretmen, karsısında büyük biri varmış gibi dinliyordu:

- Bu sonuncusunu pekiyi anlayamadım, dedi.
- Açıklayayım öğretmenim, dedi Ali. Şimdi, çok zengin olmadığım için,
ancak günde bir simit parası kadar yardım edebiliyorum. Bundan
fazlasını veremem. Allah, Cennet'i gücü kadar iyilik edene veriyor.
Şimdi gücüm bu olduğuna göre, Cennet'in fiyatı birkaç simit parası
kadardır. Eğer zengin olmadan ölürsem birkaç simit parasıyla Cennet'e
girebilirim. Bundan daha karlı bir yatırım olur mu?

Nurhan Öğretmen'in gözleri dolmuştu. Başını 'Evet' anlamında sallarken
Ali'yi evine yolladı.

Sınıfa geri dönerken okulun boşaldığını fark etti. Eşyalarını toplamak
için masasına döndüğünde Ali'nin bıraktığı paraların masa üstünde
kaldığını fark etti. Sandalyesine gayri ihtiyari oturdu ve paraları
eline aldı.


Hiçbir para ona bu kadar kıymetli gelmemişti. Sanki elinde dünyanın en
kıymetli incilerini, yakutlarını, elmaslarını tutuyordu. Hatta bu
paralar onlardan bile kıymetliydi. Bu paralar, bu bozuk SIMIT
paraları, Cenneti satın alabilecek paralardı. Sanki hiç bırakmak
istemeyen bir duygu ile sımsıkı kavradı bu bozuk simit paralarını.

Oturduğu yerden kalkamadı Nurhan Öğretmen. İçinin dolduğunu, Tarif
edilemeyen duygulara boğulduğunu hissetti. Birden boşalan sağanak
yağmurlar gibi ağlamaya başladı. Ağladı... Ağladı... Ağladı.


Kendine geldiğinde aksam olmuştu. Yavaş adımlarla sınıftan çıkıp
okuldan ayrılırken bekçi Sadık 'Bozuk Simit paraları ile cenneti
satın almak, Bozuk Simit paraları ile cenneti satın almak' diye
Nurhan öğretmenin sayıkladığını duydu. Bekçinin hayretler içinde, 'Ne
dediniz hocam?' demesini bile duymayan Nurhan öğretmen, bekçinin
şaşkın bakışları altında akşamın alaca karanlığına karışıvermişti

Hikayeyi beğenmişseniz ve Ali'den utanmışsanız, maddi durumunuz iyi
değilse bile, iki tane ekmek alıp bölgenizdeki bir fakirin kapısına
bırakın.

Bir okul önünde biraz bekleyip yırtık ayakkabısı olan bir çocuğa ayakkabı alın.

Maddi ihtiyacı olan bir akrabanıza yardım edin.
Yeter ki boş durmayın!

" Ekmeği paylaşmak ekmekten daha lezzetlidir ."

2 Ocak 2013 Çarşamba

ZEM ZEM ÇAN SESİNDE KARARIYOR KURAN'DA PARLAKLAŞIYOR

     Suyun moleküler (kristal) düzeninin değişen frekanslara göre farklılaştığını gören Japon bilim adamı, zemzemin çan sesinde kristallerinin karardığını, Kur'an-ı kerim ve ezan sesinde ise parlaklaştığını ve netleştiğini belirledi. İncelemede her bir kristalin, Kabe-i muazzamaya benzeyen bir doku oluşturduğu tespit edildi.

Zemzem üzerine kaleme aldığı kitabı Japonya'da en çok satanlar arasına giren Dr. Emoto'ya göre zemzem, fiziksel ve kimyasal özellikleri bakımından yeryüzündeki bütün sulardan farklı. Dr. Emoto, “Zemzem, çevresinde cereyan eden bütün değişimleri hafızasına alıyor. Yapısı çok farklı. Bu, onu dünyadaki diğer elementlerin efendisi yapıyor. Müslümanların niçin hastaları tedavi etmek ümediyle Kur'an-ı kerimden sûreler okunup, suya üflediğini daha iyi anlıyorum” diyor.


1 Ocak 2013 Salı

Allah banamı sorduda beni yarattı

     Bu Mesele açıklığa kavuşmamışsa Allah insana  namazı emretmiş gibi değilde rica etmiş gibi davranabiliyor insan.Nefsin gözü miyoptur maalesef ahireti göremez.Küçükken insanın gözü kendi dar dünyasıdır oradan çıkamaz.Ben profesör olacağım dersin bazen.Matematik ağır konu er kişinin işidir herkes ona el sürmez der kimileri.Büyüdükten sonra daha dar dünyalar olduğunu görürüz.Bütün hayatı 50 cm sığdırmış mideler görürüz bütün hayatı 5 cm ağzına sığdırmış hayatlar görürüz.Böyle hayatları görmemizin sebebi de biz kainatta neden yaratıldık ,bizi yaratan nelere muktedir onları gördüğümüzdendir.Issız bir  adaya tekneyle getiriliyoruz, birilerini  tekneyle adadan ayrılırken o ıssız adaya  ayak basıyoruz.Adaya  ayak basıyoruz yer çekimi kuvveti var birilerinin eli değmiş olmalı  bize göre ayarlanmış.Kocaman hayvanlar  otla besleniyor, bizler  çeşitli meyve sebzenin ayrı ayrı lezzet barkotunu tanıyorum, birden anne dediğim insan çıkıyor süt çeşmesinden beni besliyor, para vermemişim onu almak için bir yere başvurmamışım.Baba gibi bir direk çıkıyor sapa sağlam bir insan hayatıma giriyor. Biraz daha büyüyorum merakım ve ilmim artıyor.Adada hiç çıkıntısız yuvarlaklar   cisimler görüyorum çevresini dolaşıyorum bu yuvarlak çevresinin çapına böldüğümde bana pi sayısını veriyor ,böyle bir tesadüfe kimsenin eli karışamaz imkansız bir desdi gaybi el tarafından müdahale edilme zaruriyeti vardır diyorum kendi kendime.
      Daha sonra odun kırıyorum harç yapıp ev yapmaya çalışıyorum.Sonra bir bilgi daha öğreniyorum  benim vücudumda bir trilyon  hücre olduğunu ve her bir hücrede de takriben  bir milyon atom olduğunu ve benim vücudumda mükemmel bir tasarrufta bulunduğunu öğreniyorum.Ben bile ev yapmayı haftalar ve aylar  içinde öğrenmeye çalışıyorken nasıl olurda vücudumda bu kadar hücre karanlıklar içinde bunları yapmayı nasıl yapıyor.Bakıyorum gözlerim görmeme yarıyor ,ağzım konuşmama yarıyor, burnum koklamaya yarıyor ,kulağım işitmeye yarıyor vb.. bakıyorum ve bu adada bir şeyleri sevmeye başlıyorum.Bakıyorum kalbime demek ki kalbim bana birşeyleri sevdiren ve o beni sevecek birini  olması zarurettir deme zarureti hissediyorum.Ben bu adaya nereden geldim düşünmeye ve adaya gelirken giderlerin  nereye gittiğini düşünmeye başlıyorum.
      Kainata niçin geldik.Cenabı Allah ben bilinmeyen bir hazineydim bilinmek istedim kainatı yarattım.Çünkü her cemal sahibi cemalini görmek ve  göstermek ister.(Cemal :Güzellik sahibi manasındadır) Bir ressam ve bir mimar düşünün bir sergi veya bir  eser yapıyor yaparken ayrı bir lezzet alıyor onu sergiliyor herkesin beğenisine sunuyor ondanda ayrı bir lezzet alıyor onu seyredenlerde ayrı bir lezzet alıyor.Cenabı hak kainatı yaratıyor ve seyrediyor kendisine layık bir şekilde  bizim tabirinde aciz olduğumuz bir lezzet alıyor, gayri nazarında bakıyor bizde ayrı seyrediyoruz bakıyoruz Cenabı Hak bundan da  tabirinde aciz olduğumuz bir lezzet alıyor.Mülk onundur mülkünde istediği gibi tasarruf eder.Ben evinize geliyorum musluklar şurda olacak, televizyonu şuraya taşıyacağım, oturma odam şurası olacak ,desem ne olur sen karışamazsın demezmisin. Çünkü mülk senin karışamam.Benim ben diyebilmem için ben olmam lazım ben kendime malik değilim ki ben onun mülküyüm onun dediğini yapmak zorundayım.Hiç bir şey de tesadüf yoktur.Mülk sahibi mülkünü istediği gibi donatmıştır herşey yerli yerindedir.
      Birde kainatta değişik dengeler görüyoruz bazı doğanları kör ,bacaksız, kolsuz ,biri fakir ,bir zengin niye diyemezsin mülk onun konulan yasalarda onun.Biz onun mülküne karişsak O Allah olurmuydu.
     Neden daha önce veya sonra yaratmadı diyebilirsiniz.Sınırlıyı sınırsıza benzetmeye Allah bize betzetmeye çalışıyoruz uyuyormu zaman nedir mekan nedir diyoruz.
    Kavlu belada  söz veriryoruz kimse hatırlamıyor anne karınını da hatırlamıyoruz bu onu inkar etmeye sebep değildir.Cenabı Allah kainatta bir kısmını gösteriyor bir kısmını göstermiyor imtihanın sırrı açığa çıkmasın.
     Kainattaki herşey Allahın isim ve sıfalarıyla donatılmış , renklendirilmiş ve onların tecellisidirler.Bir kısım görebilirken bir kısmı göremiyor.Çünkü bir kısmı enaniyetleriyle ve kibirleriyle Rabbinin tanımamakla  kendi desenini kendi çiziyor üstüne Rabbinin çizdiğinden eser kalmıyor kimileride enaniyet ve nefis  karıştırmadan öyle temiz ve pak duruyorlarki Rabbinin çizdiği resimleri enfes  bir şekilde yansıtabiliyor.
     İstemiyorsan ben dünyaya niye geldim diyorsan neye yaşıyorsan davanda sadıksan neye yaşıyorsun be kardeşim çek git denir artık sana ey kendine zülmeden insan.Selam ve dua ile.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...