Asrı saadet sahabi kadınlarında tesettür
Alemlere rahmet olarak gönderilen HzMuhammedin getirdiği o rahmet sağanağından en çok nasiblenenlerin başında kadın gelmiştirEski cahiliyenin kanunları tahrif edilmiş kitaplar olan hiristiyanlık ve Musevilikteki dinin hükümleri kadınları koruyup kollamayı bırak iyice ezmiş insaniyet sınıfının dışında bir katogoride değerlendirmiş sadece onun doğurganlık ve cinsiyetini menfaatı doğrultusunda istihdam etmiştir
Asrı saadet sahabi kadınlarında tesettür Sadece bu bozulmuş semavi dinler değil, dünya genelindeki fikri sistemlerde buna yakın bir fikirle kadını değerlendirmiş ama değer vermemiştirama peygamberi zişanın gelmesiyle sadece diri diri toprağa gömülen kız çocukları değil mal gibi alınıp satılan ,ezilen, dövülen, zerre kadar kıymeti olmayan,bir erkeğin onbeşinci karısı olması kaçınılmaz olan kadınlarda kurtulmuşturonların basit bir mal hükmünde olan ve teşhir edilen,ve aç hevasatlara yağmalattırılan bedenlerini ;kadın avrettir;onun bedeni paha biçilemeyen bir zinettir;onlar şefkat kahramanlarıdı ırzları namusları şerefleri mukaddestir Hükmünü ve dokunulmazlığını koyarak onun ruhunu ve bedeni şerefini namusunu, zilleten, sömürüden, çirkefden, ayaklar altından, fısk çamurundan alıp dünyada başlar üstüne koymuş Ahirette de ayaklarının altına cenneti koymuştur bu şerefi kazanmadaki en büyük etken onun fıtratının şedid bir şekilde iktiza ettiği, kıymet ve değerinin koruyucusu olan Maddi ve manevi özgürlüğünün muhafazası olan kalb ve gönüllerdeki temizliğinin ulvi makamda kalarak ve iffetinin lekelenmesini hayallerde bile olsa engelleyen, tanınıp serkeş ve sarhoş ruhluların elinden eziyet görmesine sed çeken, tesettür ile kendi zamanında tatbik ettiren Peygamber Aleyhessalatü vesselam, o şefkate ve himayeye muhtaç hanımlara saadet asrını yaşatmıştır
İslamiyetten önceki dönem olan cahiliye devrinde açık saçık ve yarım başörtüsü ile kadınlar gezer, erkeklerle karışır onlara gerdanların ve belli uzuvlarını teşhir ederlerdi Daha çok kıymetleri erkeklerin kendilerinden faydalandıkları zaman kadardı İşleri bitince değerleri de biterdi peygamber efendimiz geldikten sonra belli bir müddet bu böyle devam etmiş ama islamla şereflenen kadınlar ve bazı sahabeler kadınların tanınmalarından dolayı müşrik ve yahudilerin tacizlerine maruz kalmaları sahabeler ve kadınlar arasında bir tesettürle ilgili vahiy beklenmiş beklenen vahiy geldikten sonra asrı saadet kadınlarının heyecanlarını ve sevinçlerin Hz Aişe şöyle anlatmıştır:
VAllahi ben Allahın kitabını tasdik, onun indirdiğine iman açısından ensar kadınlarından daha fazla faziletlisini görmedimNur süresinin örtünme ayeti gelince erkekleri kendilerine gelip Allahın indirdiği ayetleri okudukları zaman hepsi Allahın emrine uyarak bu ensar ve muhacir kadınları eteklerinden yırtıkları parçalarla başlarını örtmüşler ve peygamber arkasında sabahleyin namaza durmuşlardır
Tesettür emri üç aşama olarak hicri 3 senesinde üç defada üç mertebeyi natık olmak üzere nazil olması 33-59 ayeti kerimesi yüzün örtülmesini ,33-53 ayeti kerimesi irhayı hicab yani perdeyi indirmek,olan içtimai hayatta haremlik selamlık uygulanması ,24-31-33 ayeti kerimesi şeri bir zaruret olmadıkça kadınların hanelerinden çıkmamaları İstenmiş nefislerine zor gelmek şöyle dursun asrı saadet kadınları tesettür emirleriyle birebir muhattab oldukları için tesettür emrini en mükemmel bir surette uygulamışlardır Peygamber hanımları asrısaadet kadınlarına tesettürün şekli ve tatbikini kendileri yaparak göstermişler Kuran dışına taşan içine heva ve heveslerin karıştığı tesettür şekillerine izin vermemişler, tesettürdeki şer-i ölçüler göstermişlerdir Aksi şekilde hareket eden kadınlara rastladıkları zaman tesettüre zıt giyimlerine karşı uyarmışlardır
Peygamber (asm) tesettürün ruhuna zıt olan giyimleri tasvir etmeyip ihtar etmesinin en bariz örneklerinden olan baldızı esmanın ablası Hz Aişenin evine geldiği zaman esmanın başörtülü olduğu halde bedeninin şeffaf bir dar elbise ile örtülü olduğunu görünce peygamber efendimizin ondan yüzünü çevirerek; ya esma bir genç kız ergenlik çağına ğeldimi şu ve şu yerlerini kapatması farzdır demişZaruret halleri dışında el ve yüz hariç bütün bedenin vücut hatlarını belli etmeyecek derece de örtülü olması gerektiğini ihtar ederek giyinik ama çıplak gibi gösteren elbiselerden men etmiştir
Zeyd oğlu Usame diyor ki Duhvetil Kelbi Peygamber Efendimize bir elbise hediye göndermişti peygamberimizde kutbi adlı ince ve dar bir elbiseyi bana hediye etmişti Bende elbiseyi zevceme giydirmiştim Beni görünce peygamber efendimiz elbiseyi niye giymediğimi sorunca onu eşime giydirdim dedim Bana buyurdu hemen git eşine de o elbisenin altına gömlek giysin Bedenin belirginleşip kemiklerin dışarı çıkaçağından korkuyorum
Tesettürün ruhuna zıt cahiliye adetlerine yakın olan örtünmeye tepki gösterenlerden biri olan Hz Aişe evine getirilen ince başörtülü bir gelini ihtar ederek ;Nur süresine inanan bir kadın bu ince başörtüsünü örtmez;demiştir
Yine Hz Aişenin ziyaretine gelen temim oğulları kabilesinin kadınlarının üzerlerindeki ince elbiselerini görünce ;Eğer sizler inanmış müminler iseniz , bunlar inanmış hanımların giysileri değildir,eğer mümin değilseniz durum değişir
Yine Aişe validemizin yanına kardeşi esmanın kızı hafsa gelir hafsanın üzerinde ince bir örtü ile geldiğini bu örtü ile de alnını sarmış halde görünce Hz Aişe kızarak sen Allahın nur süresindeki vahyini okumadın mı der bir başörtüsü isteyerek hafsanın başını örter
Yine haneyi saadet annelerimizden Ümmü Seleme diyor ki cilbab ayeti indiğinde ensar kadınları siyah elbiselere büründüğünden ötürü başlarında sanki siyah kargalar varmış gibi evlerinden çıktılar
Yine asrı saadet hanımlarından olan Ümmü Haled peygamber efendimizin bir savaştan döndüğü gün her kes gibi oda oğlunu aramaya başlarbulamayanca peygamberden oğlunun şehit olduğunu öğreniröğrenmesine bu acının üstüne birde orada hazır bulunan sahabelerin ümmü veledi eleştirir bir tarzda birde yüzünü kapatmış sözüne içerleyen Ümmü Haled onlara hitaben kızgın ve acılı bir tarzda;oğlumu kaybettiysem de edep ve hayamı da kaybetmedim ya demiştir
Yine Ebubekrin kızı olan Esmaya ırak dönüşü Zubeyr Oğlu Münzir bir elbise göndermiş esma elbiseye dokunmuş ve bunu götürün ona verin demesine kırılan Münzir anneciğim o ince değil niye red ediyorsun Esma evet ince değil ama vücut hatlarımı belli eder
Yine asrısaadette Hz Ömer halkı kubat diye bir elbiseyi girmesini emretmiş Amma sakın onları hanımlarınıza giydirmeyin demiş Adamın biri ya Ömer o elbiseyi hanımım giyerken gördüm ama içini gösterecek kadar ince değildi demiş Hz Ömer : şeffaf bile olmazsa bedeninin belli eder
Peygamber kızı Hz Fatma’nın kendisine sorulan hayırlı bir kadın nasıl olmalıdır sözüne cevaben :Hayırlı kadın başka erkeklerin hayallerinde gezmeyen kadındır diyerek tesettürün ilahi ve nebevi sınırlarının nasıl olması gerektiğini göstermiştir
Hz Fatma validemiz bir iş için dışarı çıkmaz zaruretinde kaldığı zaman cilbabının arkasına yani sırtına bir yastık koyarak kambur yaparmış ki görenlerin zihninde cilbabın içinde yaşlı beli bükülmüş bir kadın var dişe düşünülsün, genç bir kadının varlığı bilinmesin de fitneye sebeb olmayayım
Asrı saadet kadınlarının ve bütün zamanların en büyük hanım sahabilerden olan Hz Fatma ve öteki peygamber hanımlarından bazılarının vefatlarında gece defnedilmesini istemeleri onların yüksek iffet ve hayalarının bir eseridir Çünkü kefen içinde bile olsa kaba etlerinin belli olmasının ızdırabını duymuşlar ve eşlerinden kendilerin gece yalnız gömmelerini istemişler Bunun içindir ki Allah bu iffet yıldızlarından biri olan Hz Fatmanın bu haya kahramanlığı için ahirette haşir meydanına Hz Fatma çağrıldığı zaman bütün meydandaki insanlardan gözlerin kapatmaları istenecektir
İşte asrı saadet kadınların iffet ve hayâlarının kalası olarak gördükleri tesettürün bir peygamber kızına ve hanımlarına kazandırdığı uhrevi şeref O asrı saadet kadınlarının kıyafetleri çok süslü ve çok pahalı değildi Sadece iffet ve hayalarını korusun Avret yerlerini ve zinetlerini muhafaza etsin Eşlerinin sadakatini bozmasın ve temiz olsun yeterdi Öyle hanımlar vardı ki insanların bütün suallerine kuran ile cevab verecek kadar Kur-anı yaşıyorlardı , vahyi yaşamı hayatlarına tatbik ediyorlardı Kendilerine dünya ve ahiret te şeref ve onur kazandıran Kur-ani değerlereve nebevi düsturlara sahip çıkıyorlardı onlar şan , şerefi,değeri,teveccühü iffet ve haya ile kazanma davasındaydılarbu asrımızda olduğu gibi makam, moda, güzellikle ve giyimle değilisteselerdi onlarda zenginliklerini pahalı mücevherata güzel pahalı elbiselere harcayabilirlerdi ama onlar mallarını hayra sadakaya muhtaçlara harcadılarşimdi ki asrımızdaki tesettürlü olduğunu iddia eden ve kazandıklarını da tavizlerle kazanan kadınlar gibi süse püse elbiseye,eşyaya değil