Pages - Menu

27 Kasım 2013 Çarşamba

Zikir ve Önemi



ALLAH’I ZİKRETMENİN KARŞILIĞI ( Mesnevi’nin Üçüncü Cildinden)

Adamın biri her zaman “Allah Allah” diye zikreder bu zikirden dolayı ağzı bal yemiş gibi tatlanırdı.
Bir gün şeytan gelip:
“Ne durmadan Allah Allah deyip duruyorsun bunca zamandır Allah demene karşılık bir kerecik olsun Allah(c.c.) “lebbeyk kulum,” dedi mi sana. Hiç sende utanma sıkılma yok mu? daha ne kadar Allah deyip duracaksın?” dedi.
Bunun üzerine adam utandı sıkıldı zikri bıraktı. Gönlü kırılmış bir hâlde yattı uyudu.
Rüyasında Hz. Hızır’ı gördü. Hızır ona:
“Neden yaptığın güzel işi terk ettin “Allah Allah” diye zikretmeyi bıraktın,” dedi.
Adam:
“Yaptığım onca zikre karşılık verilmedi. “lebbeyk-buyur-“ sesi gelmedi. Kapıdan kovulmaktan korktum,” dedi.
Bunu üzerine Hz. Hızır:
“Senin Allah demen, Allah’ın (c.c.) lebbeyk kulum-buyur kulum demesidir, Allah (c.c) isminin zikrini herkese nasip eder mi, bunu sana nasip etmesi az şey mi?” dedi.


Burdan da anlayacağımız üzre Cenab-ı Hak Kulu istemeden onun istediğini veriyormuş demekki.


GÜNAHSIZ AĞIZLA DUA ETMEK ( Mesnevinin Üçüncü Cildinden)

Cenab-ı Rabbül Alemin Hz. Musa’ya:
“Ya Musa bana günahsız bir ağızla dua et!” diye buyurdu.
Musa (a.s.):
“Yarabbi bende öyle bir ağız yok ki, sana nasıl günahsız bir ağızla dua edeyim,” dedi.
Bunu üzerine Allah’ü Teala:
“Başkalarının ağzıyla dua et çünkü sen başkalarının ağzıyla günah işlemiş olmazsın, öyle hareket et ki diğer insanlar gece gündüz sana dua etsinler. Veya kendi ağzını temizle, Allah’ın (c.c) adı temizdir onu zikrederken ağız temizlenir,” buyurdu.


ZİKİR İLE İLGİLİ EVLİYA SÖZLERİ

Hasan Basri K.S. ve Hikmetli sözleri

"Zikir Allah Rasulünün Hz Ebu Bekir ile hicretlerinde sevr mağarasında Ebubekir es Sıddika tavsiye ettiği şekilde yapılmalı;
---YA Eba Bekr dilini üst damağına yapıştır ve ALLAH ALLAH ALLAH de."
-----------------------------------------------------------------------
İmam-ı Kuşeyri (RA) Hz.leri buyurur ki:
"Zikrullah, velilik payesinin verilmesine sebep olur ve vuslat alametini ve iradesini tahakkuk ettirir. Hakk’a (CC), vuslat yollarının en kavi ve metini Zikrullah yoludur."
------------------------------------------------------------------------------------
“Zikir bir kazmadır,onunla gönüllerdeki yabancı dikenleri temizlersin.“ Ubeydullah Ahrar
------------------------------------------------------------------------------------
“Her anda Allah kelimesine ihtiyaç vardır. Her vakit Besmeleye, her saatte Lâ ilâhe illallâh'a ihtiyaç vardır. O zikr-i İlâhî sâyesinde ene mahvolur.“ SAİD NURSİ Mesnevî-i Nuriye - Onuncu Risale
----------------------------------------------------------------------
Said-i Nursi Hz. Mektubat/29. mektup/429;
"Bu seyr-i süluk-i kalbinin ve hareket-i ruhaniyenin (ruhun hareketinin seyrinin, yolculugunun, Allah'a yükselmesinin) miftahlari (anahtarlari) ve vesileleri, zikr-i ilahi (Allah'i zikretmek) ve tefekkürdür.“
------------------------------------------------------------------------------------
İmâm-ı Rabbânî; "Her vakit, Allah'ı zikr etmek lâzımdır. Kalpte başka hiçbir şeye yer vermemelidir. Yerken, içerken, uyurken, gelirken, giderken hep zikir yapmalıdır."
-----------------------------------------------------------------------
Cübeyr bin Nüfeyr; "Her an, dilleriyle Allah'ı zikr edip, O'nu bir an unutmayanlardan herbiri, güler bir hâlde Cennet'e gireceklerdir.“
-------------------------------------------------------------------------------------

YUNUS EMRE HZ.;
“Yunus sen bu dünyaya niye geldin, gece gündüz Hakkı zikretsin dilin. „
----------------------------------------------------------------------------------
İmam-ı Rabbani Hz. 3.cilt 84. Mektup;
“Allahu Teala’ya hamd olsun, ve Onun seçtiği sevdiği kullarına selam olsun! Bu yolda çalışmak isteyen önce itikadını hak yoldaki alimlerin bildirdiklerine göre düzeltmesi lazımdır. Derin alimler bütün bilgilerini Eshab-ı Kiram’dan aldılar kendi düşüncelerini ve felsefecilerin fikirlerini bunlara karışdırmadılar. Allahu Teala, onları çalışmalrını bol bol mükafat versin! Sonra herkese lazım olan fıkıh bilgilerini öğrenmelidir. Bundan sonra bu öğrendiklerini yaşamalıdır. Ondan sonra her zamanında Allahu Teala’yı zikretmelidir. Fakat zikir yapmasını kamil ve mükemmel bir zatdan öğrenmesi şartdır. Nakış olandan öğrenirse kemale eremez. Başlangıçda o kadar çok zikretmelidirki FARZ NAMAZLARI VE BUNLARIN SÜNNETLERİNİ KILDIKTAN SONRA, ZİKİRDEN BAŞKA BİR İBADET YAPMAMALI! KURANI KERİM OKUMAYI VE NAFİLE İBADETLERİ BAŞKA ZAMANA BIRAKMALIDIR. ABDESTLİDE ABDESTSİZDE ZİKİR ETMELİDİR. AYAKTA İKEN OTURURKEN YATARKEN HEP BU VAZİFEYİ YAPMALIDIR. SOKAKDA GİDERKEN, YERKEN VE UYUYACAĞI ZAMAN ZİKİRSİZ OLMAMALIDIR (FARİSİ BEYT TERCEMESİ)”
----------------------------------------------------------------------
ABDULKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ (SIRRUL ESRAR) ZİKİR NAMAZDAN ÜSTÜNDÜR;
“Şeyh Safi (RA) Hz.leri’ne sordular: “Zikrullah etmek, namazdan efdaldir buyuruyorsunuz. Halvette bulunan dervişlerinizi, nafile namaz kılmaktan men ediyorsunuz. Oysa namaz, İslam’ın en büyük erkanından değil midir? Böyle olduğu halde, neden Zikrullahı çok ettiriyorsunuz da, namazı az kıldırıyorsunuz?” Hz. Şeyh (RA) Hz.leri cevap verip buyurdular ki: “Zikrullah namazdan şu sebeple efdaldir. Namaz insanları yalnız zahiri münkerlerden men eder. Bir kimse namaza durduğu zaman, kendisinden bu zahiri kötülükler ve münkerler zuhur etmez. Halbuki zahir halkın nazargâhıdır. Onu yalnız insanlar öyle görürler. Fakat namaz insanı batınî kötülüklerden, münkerlerden men etmez. Bir kimse zahirden namazda görünür. Amma gönül batını kötülükler ve münkerlerle meşgul olabilir. Çünkü batını, Hakk’ın (CC) nazargâhıdır. Halk onu görmez ve bilmez. Allahü Teala (CC) Hz.leri’ni zikretmek ise batıni safi (temiz) kılar ve batinî kötülük ve münkerlerden men eder. Yani Hakk’ın (CC) nazargâhı olan batını, kötülüklerden ve münkerlerden men eder, temizler. Bizim de maksudumuz da zaten gönül aynasını temizlemek değilmidir ki, iki cihanın hakikatları oradan görünsün! İşte bunun için zikir namazdan Efdaldir.” buyurmuşlardır.(Ankebut-45)”
------------------------------------------------------------------------------------
İmam Gazali – Mükasefetü’l Kulub - Kalplerin Keşfi 47. Bölüm (Ankebut45)
ALLAH'I ZİKRETMENİN FAZİLETİ
«— Allah'i zikretmek, hiç süphesiz, en büyük ibadettir»
(Ankebut Süre-i Celilesi; 45)

İbni Abbas (R.A.) yukardaki âyet hakkında der ki. «Bu âyeti iki türlü anlamak mümkündür;

1) “Allah (C.C)'ın sizi anması, sizin O'nun anmanızdan daha önemlidir.”

2) “Allah (C.C)’i anmak, geride kalan her türlü ibadetten üstündür.» Buna dâir daha bir çok âyetler vardır.”


Zikirle ilgili Hadisler

Ebu Derda ( R.A ) den: Resülü Ekrem (s.a.v) Hz.’leri size amellerinizin en hayırlısı ve sevap bakımından en temiz olan mertebelerinizi yükselten altın pırlanta infak etmekten ve harp meydanında düşmanlarınızla çarpışmaktan daha hayırlı bir ameli haber vereyim mi: diye sordu. Ashab, Evet ya Rasulallah dediler. Rasulümüz Allah (c.c) Hz.’lerini zikretmektir. Buyurdular… Peygamber Efendimiz.: Cennette herşey var. Dünyadaki hiçbirşeye hasret çekilmez, ancak dünyada zikirsiz geçen saatlere acıyıp ne olaydı da, o boş geçirdiğimiz saatleri de zikir ile geçirseydik diye hasret çekeceklerdir . Buyurmuştur. Peygamberimiz: Mü’minin üç kalesi vardır. Birisi zikrullah birisi Kur’an  okumak, diğeri de namaz dır. Buyurmuşlardır.

Kalpler demirin paslandığı gibi paslanır, onun cilası Kur’an okumak ve Allah’ı çok zikir etmektir. Ve yine Resulullah ( s.a.v ) Hz.’leri buyurmuşlar ki: “Bir şeyi çok seven, onu çok anar” buyurmuştur. “her kim harflerinin hakkını vererek ve çekerek “La ilahe İllallah” derse, büyük günahlarından 4000 günahı silinir buyurmuşlardır. ( Ramuz Şerhi, cilt 4, sahife 521)  -  TA HA 124: HER kim de zikrimden yüz çevirirse, Ona dair bi maişet vardır, ve onu kıyamet günü kör olarak diriltiriz. CİN 17 : Her kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse onu gittikçe yükselen bi azaba sokar. BAKARA 152 : siz de beni anın ki bende sizi anayım. Nimetlere şükredin nankör olmayın. NUR 36-37 : Bir takım evlerde ve camilerde sabah ve akşam ona tesbih ederler, öyle ricak ki, ne alım ne satım ve ne ticaret onlar Allah’ı zikirden, namaz kılmaktan zekat  vermekten alıkoymaz. İbn-i Ömer ( R.A ) ‘DEN : PEYGAMBERİMİZ ( S.A.V )  buyurdular ki “Gafiller arasında Allah’ı zikreden kimsenin hali kurumuş otlar arasında yeşil bir ağacın haline benzer Ebu Hurevre ( R.A )’den : Peygamberimiz ( S.A.V ) Aziz ve celil olan Allah (c.c) buyurdu ki, “Ben kulumun zannı üzereyim Beni zikrettiğinde ben onunlayım. Beni yalnız zikrederse bende onu bu suretle anarım. Beni bir cemaat içinde zikrederse bende kulumu daha hayırlı bir cemaat içinde rahmetimle anarım” Ebu Hurevre ( R.A )’den : Peygamberimiz ( S.A.V ) Allah ( C.C ) Hz. kıyamet gününde hiç bir gölgenin olmadığı ve ancak kendi gölgesinin bulunduğu günde yedi zümreyi kendi gölgesinde gölgelendirir. Bunlardan biride tenhada ALLAH’ı zikreden ve Allah korkusundan göz yaşı akıtandır. Peygamberimiz  (S.A.)buyurmuşlardır ki : “Cennet te her şey var. Dünyada ki, hiçbirşeye hasret çekilmez ancak dünya da zikirsiz geçen saatlere acıyıp ne olaydı o boş geçirdiğimiz saatleri de zikir ile geçirse idik, diye hasret çekecekler” Buyurmuşlardır.



11 Kasım 2013 Pazartesi

RABİA4 ESMAYA MEKTUP



Sevgili kızım ve değerli öğretmenim...

Sana elveda demiyorum bilakis yarın görüşmek üzere. Başı dik tuğyana isyan ederek yaşadın. Tüm engelleri redderek hürriyete sınırsızca aşık oldun. Bu ümmet, uygarlıkta hak ettiği yeri alabilsin diye onu yeniden diriltmek ve inşa etmek için sessizce yeni ufuklar arıyordun. Akranlarının uğraştığı işlerle meşgul olmadın. Her zaman derslerinde birinci olmana rağmen öğrenmeye olan açlığın dinmedi.

Bu kısa hayatta sohbetine doyamadım. Vaktim mutlu olacak ve eğlenecek kadar geniş değildi. Rabiatul Adeviyye'de son kez bir araya geldiğimizde, "Sen bizimle olduğunda bile bizden ayrısın" diyerek bana olan sitemini dile getirmiştin. Ben de sana, "Bu hayat birbirimize doyacak kadar geniş değil. Birbirimize doyalım diye Allah'tan cennetinde bize bu sohbeti vermesini temenni ediyorum" demiştim.

Sen şehit olmadan iki gün önce seni rüyamda gelinlikler içinde gördüm. Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir güzellikteydin. Yanıma sessizce oturduğunda sana, "Bu gece senin düğün gecen mi" diye sordum. Sen de "Düğünüm akşam vakitlerinde değil öğlen olacak" demiştin. Çarşamba günü öğlen vakti şehit olduğun haberi bana ulaştığında, senin rüyamda bana ne demek istediğini anlamış oldum. Allah'tan seni şehit olarak kabul etmesini niyaz ettim. Ve şehadetin, bizim haklı olduğumuzu ve düşmanımızın batılın ta kendisi olduğu inancımızı pekiştirdi.

Son vedan da yanında olamamam, son bir kez seni görememem, alnına son bir öpücük konduramamam ve senin cemaze namazını kıldırma şerefine nail olamamam beni derinden üzdü. Beni bunları yapmaktan alıkoyan, ölümden veya karanlık hücrelerden korku değil, uğruna canını verdiğin davayı (devrimin hedeflerine ulaşması) sürdürebilmekti.

Zalimlere karşı başın dik (göğsünü gere gere) direnirken gaddar kurşunlar göğsüne saplandı ve ruhun yüceldi. Ne kadar güzel bir azmin ve terbiye edilmiş bir nefsin vardı. İnanıyorum ki, sen Allah'a verdiğin söze sadakat gösterdin, Allah da sana verdiği söze... Öyle ki, şehadet şerefini bize değil de sana bahşetti.

Son olarak, Sevgili kızım ve değerli öğretmenim...

Sana elveda demiyorum bilakis görüşmek üzere.. Buluşmamız, yakında peygamber ve ashabıyla birlikte Havz-ı Kevser'de olacak. Sonsuz kudret ve hükümranlık sahibi Allah'a yakın, O'nun nezdinde değerli ve şerefli bir konumda. Ayrılmamak üzere, birbirimize doyma temennilerimizin gerçekleşeceği bir buluşma...